TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
11-05-2019 05:10
“Selefiliğin Kur’ani Açıdan Değerlendirilmesi” ve sonrasında “Selefiyye, Hurafelere Karşı Sahih İslam Söyleminde Ne Kadar Tutarlı?” başlıklı makalelerimizde Selefilik anlayışını tanımaya-anlamaya çalışmış ve bu anlayışa dair temel eleştirilerimizi ifade etmeye çalışmıştık. Konuyla ilgili bu son makalemizde inşallah şefaat, mehdi, nüzulü İsa (a.s.) ve kıyametin alametleri gibi konularda Selefiliğin hadis rivayetleri merkezli yaklaşımıyla, Kur’an merkezli yaklaşımı müzakere etmeye çalışacağız.
Bir önceki makalede, taklitçiliğin reddedilmesi ve ilme/delile tâbi olunmasını esas alması, bid’at ve hurafeler konusunda duyarlı olması gibi hususlardaki olumlu yaklaşımlarıyla birlikte Selefiyye’nin, “Selef’e tâbi olmak” adına edile-i şeriyyeyi ters yüz eden bir usül ortaya koyduğunu ifade etmeye çalışmıştık. O makalemizden iki paragrafı hatırlayacak olursak:
Aslında Müslümanların tarihinde yaşanan algı ve anlayış sorunlarının temelinde, edille-i şeriyye konusunda teoride genel kabul gören “Kitab-Sünnet-İcma-Kıyas” şeklindeki sıralamanın, pratikte ihlal ve hatta tersyüz edilmiş olması yatmaktadır diyebiliriz. Selefilik anlayışı bu konuda da Sünni ana akımdan ayrışan yaklaşımlara sahip olsa da, şer’i referans sıralamasının tersyüz edilmesi konusunda maalesef bir farklılık taşımamaktadır.
Bilindiği üzere Selefiliğin ana akım Sünnilikten bu noktada ayrıştığı iki husus; 1- Sünnet’i, Kitab’a râci ve tâbi ikinci kaynak olarak değil, onunla eşit ve dahası pratikte ona baskın bir “eşkaynak” olarak görmesi, 2- Kıyası bir istidlal yöntemi olarak kabul etmemesidir.
İşte Selefilik, Hz. Aişe, Hz. Ömer ve Hz. Ali’nin, Rasulullah (a.s.)’dan yapılan rivayetler karşısındaki tutumlarında çok açık şekilde görüldüğü üzere Sünnet’i ve dolayısıyla hadis rivayetlerini onlar gibi Kur’an’a râci ve tâbi olarak görmek yerine, Kur’an’dan bağımsız bir “eşkaynak” olarak görmesi ve pratikte bunun da ötesine geçip, rivayetleri Kur’an’a tâbi kılmak yerine, Kur’an ayetlerini rivayetlere tâbi kılan, rivayetleri esas alarak Kur’an ayetlerini onlara göre te’vil vetefsir eden bir yaklaşım sahibidir.
Kur’an merkezli yaklaşım sahipleri olarak bizler, “Kur’an bize yeter” sloganıyla, hak sözle bâtılı kastederek Kur’an’ın “tâbi olun/itaat edin”, “örnek alın” dediği Rasulullah (a.s.)’ın örnekliği demek olan Sünnet’i yok sayan “mealci” yaklaşım sahiplerinin “tek kaynak” yüzeyselliği karşısında “temel kaynak” vurgusunu yaptığımız gibi, Selefiliğin temel kaynak konusunda meydana getirdiği eksen kaymasına karşı da, temel kaynağın ancak ve ancak Rasulullah’ın da kendisine tâbi olmakla mükellef olduğu Allah’ın Kitabı olduğu gerçeğini ifade ederek, edile-i şeriyyeye sadakat çağrısı yapıyoruz.
Bağlamından Koparılıp Zulmedilen Ayetler
Rabbimiz Kitab-ı Keriminde tüm ilim sahibi olmayı, Kitab’ı bilmeyi (ilm-i hal düzeyinde Kitabullah’ın temel bilgisine sahip olmayı) şart kıldığı gibi[1], bir de ilimde derinleşenlerden (râsihun) söz eder.[2] İşte İslam toplumu Kitab’ın temel bilgisine sahip olan genel kitle ile, ilimde derinleşmiş, mütehassıslaşmış olan ilim adamlarından müteşekkil bir ilim toplumudur. Ne var ki ilk örneği Bedevilerin ağırlıkta olduğu Hâricilerde görüldüğü üzere, İslam’ı anlamada ve İslam’ın güncelle bağını kurmada yüzeysel yaklaşımlara mahkûm olan akımlar Müslümanların tarihinde hep olagelmiştir. Bu akımların tipik özelliği, kimi nasları bağlamından kopararak sloganik düzeyde bir söylem üretmek ve bu söylem üzerinden polemiklere girmektir.
“Kendilerine okunan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için bir rahmet ve öğüt vardır.” (Ankebut, 29/61), “Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze (hadise) inanacaklar?” (A’raf, 7/185) gibi ayet-i kerimeleri bağlamlarından kopararak “Kur’an bize yeter, ondan başka kaynak tanımayız” yüzeysellik ve slogancılığına yönelen mealci yaklaşımın bugün yaptığı tam da budur.
Bu yaklaşımı doğuran temel yanlış, Kur’an’ın herhangi bir bağlam olmaksızın sıfırdan bir dinî inşa için inzal olunan zamandan ve mekandan kopuk bir kitap olarak algılanmasıdır. Oysa Kur’an’ın, İbrahim ve İsmail (a.s.)’dan itibaren Mekke’de yerleşik olup, zamanla tahrife maruz kalmış bulunan bir dinî işleyiş ve pratik üzerine inzal olduğu açıktır. Namaz, hac, kurban gibi ibadetler formel planda biliniyor ve uygulanıyordu mesela. Kur’an vahyi, bu ibadetlerin gaye ve ekseninden saptırılan anlam ve mahiyetlerini yeniden tevhidî niteliklerine kavuşturmuş ve formel planda da ıslahatlar yapmıştır.
Dolayısıyla söz konusu işleyiş ve pratikle ve bu Kur’an vahyini düzlemde alıp onunla bu düzlemde büyük bir toplumsal/siyasal inkılabı gerçekleştirmiş olan Rasulullah (a.s.)’ın örneklik ve öğreticiliğiyle[3](Sünnetiyle) bağı koparılmış bir Kur’an okuması, hayatla, pratikle bağı koparılmış, bağlamından mahrum bırakılmış ve dolayısıyla keyfi yorumlamalara açık hale getirilmiş yüzeysel bir okuma olmaya mahkûmdur.
Nitekim mealci yaklaşımın namaz ve başörtüsü gibi İslami şiarlar konusunda ilgili kelime ve kavramlar üzerinde tamamen keyfi yorumlar yaparak ortaya koyduğu yaklaşımlar, inzal ortamı ve Rasul’ün (a.s.) bize kadar yaşanan ve yaşayan Sünnet’le mütevatiren gelmiş olan örnekliği bağlamını yok sayan bir yönelimin, nasıl bir yıkıcılığa dönüştüğünü göstermektedir.
Oysa Kur’an’ı, furkan ve hakem olarak temel kaynak edinmek; bizi bir taraftan tarihsel sürecin hurafe ve bid’atlarından ve bu arada o süreçte Rasulullah (a.s.) adına üretilmiş olan Kur’an’a muhalif haberlerden sâlim kılarken, diğer taraftan da Rasulullah (a.s.)’ın yaşayan mütevatir Sünnet’i başta olmak üzere yine bizatihi Kur’an’ın refere ettiği, O’nun örneklik ve öğreticiliğine dair Kur’an’a mutabık sahih haberlerden ve Ümmetin 14 asırlık süreçte nice gayret ve çilelerle ürettiği zengin bilgi birikiminden mahrum kalmaktan da sâlim kılar.
Rivayet düşmanlığı ile rivayet perestlik ve ulema düşmanlığı ile ulema perestlik şeklinde ifade edebileceğimiz iki uç yaklaşımın Müslümanların enerjisini tüketmesi ve bizi bir kısır döngüye mahkûm etmesine de ancak bu şekilde, Kur’an’ı temel kaynak edinerek, onun üstünde bir kaynak, onun sözü üstünde bir söz ve onun hükmü üstünde bir hüküm tanımayarak direnebiliriz.
Şefaat İnancı Üzerinden Bir “Temel Kaynak” Karşılaştırması
Rabbimiz tarih boyunca, çoğu defa birbirine karıştırılan hakla bâtılın arasını açmak üzere, çeşitli dönemlerde insanlar arasından elçiler seçmiş ve onlara insanların tâbi olmaları gereken ölçüleri vahy etmiştir. Muhammed (a.s.), hidayet önderi olarak seçilen son elçi, ona bildirilen Kuran vahyi de vahiy halkasının son temsilcisi olmuştur.
Rasulullah (a.s.) ve beraberindeki ilk nesil, tüm benlikleriyle, Âlemlerin Rabbi’nin insanlığın kendisine tutunup aydınlığa kavuşmaları için inzal ettiği hablullah olan Kur’an’a yönelmiş, duygu, düşünce, eylem ve topyekün şahsiyetlerini onunla inşa etmişlerdir. Rasulullah (a.s.), kendisine vahyolunan Kitab-ı Kerim’e tâbi olmakla mükellefti ve bu mükellefiyeti en güzel şekilde yerine getirerek Kur’an’ı ahlak edinmenin, Kur’an’ı ete kemiğe büründürmenin örnekliğini yapmış ve bizim için kıyamete kadar geçerli olacak bir örnekliği (Sünnet) bırakmıştır. Bütün mesele, Kur’an-Sünnet bütünlüğünü doğru kavramak, Kur’an’ı ve Sünnet’i Rabbimizin konumlandırdığı şekilde konumlandırmak ve İslam’ı bu özgünlük ve bütünlüğünde anlayıp yaşayabilmektir.
“İman nedir, Kitab nedir bilmez bir halde iken, risaletle Kur’an vahyiyle muhatap kılınan”[4] Rasulullah (a.s.)’ın, Kitabullah’a aykırı bir söz söylemesi, Rabbimiz kendisine bir hususu beyan etmişken, O’nun insanlara o hususta başka bir şey söylemesi tabii ki mümkün değildir. O (a.s.), Kitabullah’ı rehber edinmiş, onunla konuşmuş, onunla yaşamış, onunla insanları davet etmiş, onunla toplumu inşa etmiş, onunla İslam devletini kurmuş ve yönetmiştir.[5]
Şefaat konusuyla örneklendirecek olursak, mevcut hadis kaynaklarındaki kimi hadis rivayetlerinin, sözünü ettiğimiz Kur’an-Sünnet bütünlüğü ve Kur’an’ın ve Sünnet’in konumuyla ciddi anlamda çelişen içeriklere sahip olduğunu ifade etmek durumundayız. Bu da bize, gerek Ümeyyeoğlulları’nın iktidarı gasbıyla yeniden canlanan cahiliye dönemi artıklarının, gerekse Yahudi ve Hıristiyanlar gibi muharref kültürlerin temsilcilerinin kendi bâtıl inançlarını Müslümanlar arasında yaymak gayesiyle hadis uydurma yoluna gittiği gerçeğini hatırlatmaktadır.
Eldeki mevcut hadis malzemesi de, hadis âlimlerinin bu konuda ciddi çalışmalar yapmakla birlikte, ne yazık ki sened tenkidi konusunda gösterdikleri titizliği metin tenkidi alanında göstermemeleri sebebiyle söz konusu kültürlere ait çeşitli inanışların hadis rivayeti adı altında Müslümanların gündemine taşınmış olduğunu gösteriyor.
Kur’an’dan öğreniyoruz ki, geçmiş ümmetleri dinleri konusunda laubali ve duyarsız kılan temel etken, iman-amel bütünlüğünü parçalayan, nasıl bir hayat yaşarlarsa yaşasınlar cennete gideceklerine veya ateşin kendilerine ancak az bir süre dokunacağına inanmış olmalarıydı. Bu tür yanlış ve Kur’an’ın tabiriyle kendilerinin uydurduğu inanışlar, onları Allah’ın dinine ciddiyetle sarılmaktan alıkoymuş, laubaliliğe ve dinin hükümlerini hayattan uzaklaştırmaya sürüklemiştir.[6]
Rabbimiz, cennet nimetini elde etmenin insanlarca üretilmiş kimi kuruntulara(emaniyye) değil, ölçülere (iman edip sâlih amel işlemeye) bağlı olduğunu vurgulamaktadır:
“İman edip sâlih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır? Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah'tan başka bir veli ve bir yardımcı bulamaz. Erkek olsun kadın olsun, iman etmiş olarak kim sâlih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır.” (Nisâ, 4/122-124)
Maalesef Müslümanların tarihinde üretilmiş olan kuruntulardan (ümniyelerden) biri ve en etkili olanlardan biri de mevcut şefaat inancıdır. Bu inanç, Kur’an’da iman ve sâlih amel şartına bağlanan cennet nimetini, Rasulullah’ın (a.s.) ve diğer “şefaatçilerin” şefaatiyle mümkün hale getirmekte ve tıpkı Âl-i İmran 23-24. ayetlerde Yahudi ve Hıristiyanlar için bildirildiği üzere insanalrın dinde yanılgıya düşmelerine ve laubaliliğe sürüklenmelerine yol açmaktadır.
Kur’an çerçevesinde ele alındığında, iltimas anlamında bir şefaatin kesinlikle merdud kabul edildiği görülür. Bu konudaki ayetler gayet açıktır ve kapsamları da geneldir. Şefaati Allah’ın iznine bağlayan ayetler ise, Zümer 44. ayette[7] bildirilen ve Mekke müşriklerinin zihinlerindeki şefaat inancını yıkan “Şefaatin tümünün Allah’a ait” olduğu ilkesinin birer hatırlatıcısı ve Kur’an’da şefaat kelimesinin iltimas anlamının yanında kullanıldığı ikinci anlam olan “insanların birbirleri hakkında hesap günü yapacağı doğru şahitlik” konusuyla ilgilidir.
Evet, şefaat meselesini doğru anlamak için, öncelikle Kur’an’da iki tür şefaat kavramının söz konusu edildiğini bilmek gerekir. Bunlardan birincisi; Bakara 254, Bakara 48 ve 123, En’am 51, En’am 70, İbrahim 31, İnfitar 19 gibi ayetlerde söz konusu edilen ve kesin olarak reddedilen iltimas anlamında şefaat kavramı, ikincisi ise; Sebe’ 23, Nebe' 37-38, Zuhruf 86 gibi ayetlerde söz konusu edilen ve hesap günü birinin bir başkası hakkında doğru şahitlik yapması anlamındaki şefaat kavramıdır.
Nitekim Nebe' Suresi 37-38, Zuhruf Suresi 86 ve Sebe' Suresi 23 gibi ayet-i kerimelere dikkat edildiğinde Ku’ran’da hesap günü Allah’ın iznine bağlı olarak söz konusu olacak olan şefaatin “doğru şahitlik” anlamına geldiği kolaylıkla anlaşılmaktadır:
“Allah’tan başka yalvardıkları şeyler şefaat (yetkisin)e sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahidlik edenler (bildiklerini doğru anlatanlar) bunun dışındadır.” (Zuhruf, 43/86)
“O'nun katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince (birbirlerine:) 'Rabbiniz ne buyurdu?' derler, 'Hak olanı' derler. O, çok yücedir, çok büyüktür.” (Sebe', 34/23)
"...Onlar O'nun huzurunda konuşmaya güç yetiremez. O gün ruh ve melekler sıra sıra durular. Ancak Rahman olan Allah'ın kendisine izin verdiği konuşabilir. O da doğruyu söyler." (Nebe', 78/37-38)
Hesap günü, iltimas anlamında bir şefaate ise asla yer olmadığı da Kitabullah’ta açık olarak bildirilmiştir. İşte konuyla ilgili, hiçbir şekilde farklı anlaşılmaya açık olmayan ayet-i kerimeler:
“Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.” (Bakara, 2/48)
“Ey iman edenler, hiç bir alış-verişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler... Onlar zulmedenlerdir.” (Bakara, 2/254)
“Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur'an'la) uyarıp-korkut; onların ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.” (En’am, 6/51)
“Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur'an'la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; Allah'tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.” (En’am, 6/70)
“Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O'nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?” (Secde, 32/4)
“İman eden kullarıma söyle: Namazı ikame etsinler, ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarf etsinler.” (İbrahim, 14/31)
“Ceza gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? Ve yine cezâ gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin? O, kimsenin kimseye yardım edemeyeceği bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır.” (İnfitar, 82 /17-19)
Görüldüğü üzere Kur’an’da Rabbimiz, cehennem azabından kurtulmayı ve cennet nimetini elde etmeyi insanın iman ve amellerine bağlamıştır. Kısacası cennet bir hak ediştir. Nitekim Kur’an’da konuyla ilgili ayetlerde sıkça “yeksibun” ve ya’melun” ifadelerinin geçmesi by gerçeğin ifadesidir. İnsan kendi elleriyle kazandıkları ve yapıp-ettikleriyle ya cenneti kazanmakta, ya da cehenneme müstahak olmaktadır.
Şimdi bu Kur’ani bağlamda bir ayet ve hadis rivayetini birlikte değerlendirmeye çalışalım. Bakalım bu ayet ve hadis rivayetini telif edebilmek mümkün mü?
Rabbimiz Nisâ 31. ayet-i kerimede[8] şöyle buyurmaktadır:
“Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere (cennete) dahil ederiz.” (Nisâ, 4/31)
Şefaat inancı konusunda çokça dile getirilen, eserlerde yer verilen bir hadis rivayetinde ise şöyle denmektedir:
"Şefaatim ümmetimden büyük günah sahipleri içindir." (Ebu Davud, Sünnet, 23; Tirmizi, Kıyame, 11)
Görüldüğü üzere ayet-i kerimede Rabbimiz, cennet nimetini elde etmek için olmazsa olmaz bir şart olarak büyük günahlardan kaçınmayı vurgularken, hadis rivayetinde ise büyük günah işleyenlere şefaatle kurtulma ümidi verilmektedir. Burada ayet-i kerime ile hadis rivayeti arasında hiçbir şekilde telif edilemeyecek bir çelişki söz konusudur. İşte Kur’an’ı Rabbimizin konumlandırdığı üzere temel kaynak olarak konumlandırmak, bu gibi durumlarda Furkan ve hakem olan Kur’an’ın hükmünü alarak, onunla çelişen rivayeti tıpkı Hz. Aişe validemiz, Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi öncü sahabilerin yaptığı gibi kabul etmemeyi gerektirir.
Bu konuda şu ayet-i kerimeyi de hatırlamak gerekir:
“Hakkında azab sözü hak olmuş olanı, ateşte olanı sen mi kurtaracaksın?” (Zümer, 39/19)
Konuyla ilgili bir başka hadis rivayeti de şudur ki, bu rivayetin Kitabullah’ın öğretileriyle tamamen mutabık olduğu âşikardır:
"Kızım Fatıma, babam peygamber diye güvenme. Rabbine karşı kulluk vazifeni yap, şayet (sâlih amellerinle) Allah'tan nefsini satın almazsan, vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam." (Buhari, Vesâyâ 11; Müslim, İman, 348-352)
Her konuda olduğu gibi, hadis rivayetleri konusunda da Kitabullah’ı hakem kıldığımızda hiçbir mesele kalmamakta, böylece toptan kabul veya toptan red gibi çıkmazlar yerine, Kur’an’ın yol göstericiliğinde sahih geleneğimizi muharref tortulardan arındırmak mümkün olmaktadır.
(Bu üçüncü makalede konunun uzaması sebebiyle yer veremediğimiz kıyamet alametleri, nüzul-ü İsa (a.s.) ve mehdi konularında hadis rivayetlerini merkeze alan Selefi yaklaşımla, Kur’an’ı merkeze alan yaklaşımı müzakere etmeyi inşallah dördüncü ve konuyla ilgili son makalemize bırakıyoruz.)
[1] Bkz: İsra, 17/36; Bakara, 2/78, 121 vb
[2] Bkz: Âl-i İmran, 3/7; Nisâ, 4/162
[3] Bkz: Ahzab, 33/21, Bakara, 2/151, Cuma, 62/2 vb
[4] “Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun. Fakat onu bir nur kıldık; onunla kullarımızdan dilediğimizi hidayete erdiririz. Şüphesiz sen doğru yola iletiyorsun.” (Şûrâ, 42/52)
[5] “Şüphesiz, Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. Hainlerin savunucusu olma.” (Nisâ, 4/105)
[6] “Kendilerine Kitab'dan bir pay verilenleri görmedin mi! Aralarında hüküm vermesi üzere Allah'ın Kitab'ına çağrılıyorlar, sonra içlerinden bir topluluk yüz çeviriyor. Onlar zaten sürekli yüz çeviricidirler. Bu, onların: ‘Ateş bize sayılı günlerin dışında dokunmayacaktır’ demeleri yüzündendir. Uydurmakta oldukları şeyler onlar dinleri hakkında yanılgıya düşürmüştür.” (Âl-i İmran, 3/23-24)
[7] “De ki: Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürülürsünüz.” (Zümer, 39/44)
[8] Ayrıca bkz: Necm, 53/32
YORUMLARHenüz Yorum Yok !Diğer Yazıları
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 08-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 03-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu