KERVAN MI, ORDU MU?
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
22-07-2022 12:08
Rabbimiz Kitab-ı Keriminde, insanlar için hidâyet önderleri olarak görevlendirdiği Peygamberlerin (a.s.) ve tarihte yaşamış çeşitli toplulukların kıssalarını bize bildirir. Bu kıssalar, bir tarih bilgi ve anlatısı olarak değil, muhataplarca ders ve ibret alınması, gerekli hisselerin çıkarılması gereken bir öğretim ve eğitim (talim ve terbiye) metinleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Peygamber kıssaları, “Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.” (Kalem, 68/48) ayet-i kerimesindeki gibi, ilk muhataplar ve bizim için “ibret” teşkil eden kimi anlatımlara konu olabilmekle birlikte, genel olarak mü’minlere kıyamete kadar örneklik teşkil edecek anlatımlar ve mesajlar içerirler.
Tarih boyu yaşamış, Peygamberlerin dâvet muhatabı olmuş toplumlarla ilgili anlatımlara gelince, tarih boyunca yaşamış insan topluluklarının çoğunluğunun (ekserun nas) hakka değil de maalesef bâtıla teveccüh göstermeleri sebebiyle, bu anlatımların daha ziyade ibretlik bir mahiyet ve içeriğe sahip olduklarını görmekteyiz. Bununla birlikte, Firavun’un sihirbazlarının iman ediş sahneleri, Ashab-ı Kehf ve benzeri kıssalar ise, bize örnek almamız gereken toplulukların haberleri olarak anlatılır.
Kur’an kıssalarının, Mekke ve sonrasında Medine’deki dâvet ve mücadele süreciyle uyumlu şekilde bildirilmiş olması, mesajları yaşanan süreçlere denk gelen yol gösterici, ders ve ibretler içeren kıssaların gündeme getirilmiş olması, kıssaların İslami mücadele sürecinde bizim için yol gösterici mahiyetini ve önemini ifade eden bir hususiyettir.
İşte nasıl ki Rabbimizin bize hidâyet önderi kıldığı Peygamberlerin kıssaları ve önceki toplumların haberleri, Rasulullah (a.s.) ve ilk neslin dâvet ve mücadele sürecinde ders ve ibretler manzumesi olarak çok önemli bir işlev görmüşse, bugünün Müslümanları, İslam dâvâsının neferleri olarak bizler için de hem bu kıssalar, hem de Rasulullah ve ilk neslin örnekliği ile ilgili haber ve anlatımlar örneklik ve ibretlik mesajlar içermektedir.
Tüm bu haber ve anlatımlar, bizim için Rabbani ilkelerin müşahhas izdüşümleri, yoldaki işaretler durumundadır. Yola çıkan insanlar yoldaki işaretleri dikkate almazlarsa, yoldan sapmaları kaçınılmaz olacaktır. İşte geçmişten günümüze yaşanan sapma ve savrulmaların, istikamet ve kıble krizlerinin temelinde, yoldaki işaretlerin gözetilmemesi, ihmal edilmesi, ikinci plana atılması yatmaktadır.
Rabbimizin bizim için usvetun hasene olarak nitelendirdiği[1] Rasulullah (a.s.) ve beraberindeki ilk neslin bizim için örnekliği denilince, akla öncelikle ve dahası genelde salt siyer ve hadis kaynaklarındaki anlatım ve rivayetlerle aktarılan bilgiler gelmektedir. Oysa tüm diğer alanlarda olduğu gibi bizim için siyer alanında da temel kaynak Kur’an’dır, Kur’an’ın konuyla ilgili anlatımlarıdır.
Kur’an, Rasulullah ve ilk neslin takip edecekleri yoldaki işaretleri, akidevi ilke ve ölçüler, emir ve nehiyler ile örneklik ve ibretlik mesajlar içeren kıssalarla onlara verdiği ve dolayısıyla onlar için dâvet ve mücadele rehberi olduğu gibi, onların dâvet ve mücadele süreç ve örneklikleriyle ilgili temel konuları bize aktarmakla, siyer alanında da temel başvuru kaynağı işlevi görmektedir.
Bu bağlamda hicretin 2. yılındaki Bedir Savaşı ile ilgili Kur’ani beyanlar, bizim için mücadelede gözetmemiz gereken öncelikler noktasında çok önemli mesajlar içermektedir. Ki bilindiği gibi Kur’an’da bu savaş, hakla bâtılın ve taraftarlarının birbirinden kesin olarak ayrıştığı “Yevmul Furkan/Furkan Günü”[2] olarak nitelendirilmektedir.
Bilindiği üzere, Darun Nedve merkezli Mekke Şehir Devleti, İslam dâveti karşısında yok sayma, alaya alma, tehdit ve baskıya başvurma, uzlaşma arayışıyla Müslümanları ilkelerinden saptırmaya çalışma[3] gibi yollara başvurmuş, fakat İslam dâvetini engellemeyi de ilkelerinden saptırmayı da başaramayınca, Müslümanlara karşı topyekün bir imha politikasına girişmişti.
Nübüvvetin 5 ve 6. yıllarındaki Habeşistan hicretleri ve 12 ve 13. yıllarındaki Akabe Biatları sonrası gerçekleşen Yesrib (Medine) hicretiyle birlikte, İslam’ın Medine’deki egemenliği süreci başlamıştı. Böylece Mekke şirk devletiyle, Medine İslam devleti arasında kaçınılmaz bir egemenlik mücadelesi başlamış oluyordu.
Mekke şirk devleti, Medine’deki İslam otoritesini yıkmanın, Medine İslam devleti ise, Mekke şirk otoritesini zayıflatıp ortadan kaldırmanın ve böylece İslam’ı Mescid-i Haram’ın bulunduğu Mekke’ye de egemen kılmanın yollarını aramaktaydı. Bu sebeple Mekkelilerin Şam ticaret kervanları, zaman zaman Müslümanlarca hedef alınmaktaydı.
Medine döneminin ilk iki yılı içinde bu şekilde karşılıklı bir “düşük yoğunluklu savaş” ve fiili bir savaşa hazırlık süreci yaşanırken, ikinci yıl içinde (m. 624) Mekkeliler Ebu Süfyan idaresinde Suriye’ye büyük bir ticaret kervanı düzenledi. Kervanın Suriye’den dönüşünü haber alan Rasulullah (a.s.), Medine’ye 160 km mesafedeki Bedir mevkiinde kervanı karşılamak üzere mü’minleri sefere hazırladı. Hicri 2. yılın 12 Ramazanında 305 kişilik İslam ordusu Medine’den hareket etti.
İslam ordusunun Medine’den hareketini haber alan Ebu Süfyan, durumu haber vermek ve yardım istemek üzere kervandaki bir kişiyi Mekke’ye gönderdi. Tedbir olarak da kervanı Bedir mevkiinden 30 km uzak olan sahil güzergahına yönlendirdi.
Durumu haber alan Mekkeliler, bin kişilik bir kuvvetle Amr b. Hişam (Ebu Cehil) komutasında Bedir’e doğru hareket etti. Mekkeliler Cuhfe mevkiine geldiklerinde ticaret kervanlarının baskından kurtulduğunu öğrendiler, fakat buna rağmen Müslümanlara karşı güç gösterisinde bulunmak gayesiyle Bedir’e doğru ilerleyişlerini sürdürdüler.
Tarafların birbirlerinin ilerleyiş ve durumları hakkında haber toplama süreçleri ve hazırlıklarının ardından, 17 Ramazan sabahı her iki ordu Bedir’e doğru yola çıktı ve Bedir’de savaşa tutuştu. Savaş, bilindiği üzere İslam ordusunun kesin zaferiyle neticelendi. Ebu Cehil başta olmak üzere, Utbe b. Rebia, Umeyye b. Halef gibi küfrün önderleri dahil yetmiş müşriğin öldürüldüğü bu savaşta, birçok da esir alındı.
Bedir savaşı, Medine İslam Devleti’nin gücünü kanıtladığı, buna mukabil üç kat asker ve teçhizat üstünlüklerine rağmen Mekke müşrik ordusunun belinin kırıldığı bir dönüm noktası olmuştur. Bu yönüyle bir “ölüm-kalım” mücadelesi niteliği taşımaktadır ve bu eşiğin aşılmasıyla Medine İslam Devleti temellerini daha da sağlamlaştırmıştır.
Orduyu Kervana Tercih Etmek
Yukarıda da belirttiğimiz üzere, mü’minler Medine’den Mekke kervanına baskın yapmak üzere yola çıkmışlardı ve Mekke ordusunun gelişini haber aldıklarında da, bu güçlü orduyla karşılaşmak yerine, sınırlı sayıdaki muhafızıyla askeri bir gücü olmayan kervanla karşılaşmak, ona zarar vermek, zalim Mekkelilere böylece bir ders vermek istiyorlardı.
Oysa Rabbimiz, mü’minlerin kolay değil zor olan, fakat küfrün belinin kırılmasını, İslam otoritesinin gücünü pekiştirmesini sağlayacak olan diğer seçeneği, yani Mekke ordusuyla karşılaşmalarını murat etmekteydi. Zira, İslam küçük hedeflere rıza gösterecek bir öğreti değildi, yeryüzünde Allah’ın dininin egemen kılınması gibi büyük bir hedefi, dâvâlar üstü dâvâyı ifade etmekteydi.
Büyük dâvâlar ise, doğal olarak büyük bedeller gerektirmekteydi. Bu itibarla fiziki güç olarak İslam ordusunun üç katı olan Mekke ordusuyla karşılaşılacak, şehitler verilecek, bunun karşılığında da küfrün belinin kırılması noktasında büyük bir adım atılmış olacaktı. Rabbimiz bu durumu şu şekilde haber vermektedir:
“Allah size, iki taifeden birinin sizin olacağını vadetmişti. Siz ise güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı açığa çıkarmak ve kâfirlerin sonlarını getirmek istiyordu.” (Enfal, 8/7)
Evet, insanlar, aralarında Allah’ın Rasulü dahi olsa neticede gaybı bilemezler, nihai büyük resme göre değil, görebildikleri, akli melekeleriyle idrak edebildikleri düzeyde ve düzlemde bir tutum takınır, tercih yapar. İşte Bedir’de de Rasulullah ve arkadaşları, haliyle kolay hedef varken zorlu olanı arzulamamış, ona yönelme gereği duymamışlardı.
Neticede kervana baskın yapıldığında da Mekke şirk otoritesine zarar verilmiş, onların temel iktisadi kaynağı olan kervan ticaretine darbe vurulmuş olacaktı. Ancak Rabbimiz bunun ötesini murad etti. Müslümanların Mekke ordusuyla karşı karşıya gelmesini ve küfrün belini kıracak bir neticenin ortaya çıkmasını istedi. Şu ayet-i kerimeler de Rabbimizin bu muradını bize net olarak bildirmektedir:
“Hani siz vadinin yakın kenarında idiniz, onlar ise uzak yamacındaydılar. Kervan ise sizden daha aşağıdaydı. Eğer sözleşseydiniz, sözleşme yeri hakkında mutlaka anlaşmazlığa düşerdiniz. Ancak Allah, olacak olan işi gerçekleştirmek için (böyle yaptı). Böylece, helak olacak olan apaçık bir delilden sonra helak olsun, yaşayacak olan da apaçık bir delilden sonra yaşasın. Şüphesiz Allah, gerçekten işitendir, bilendir.
Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu. Eğer onları sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah size esenlik bahşetti. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı olanı bilendir.
Karşı karşıya geldiğinizde, Allah, olacak işi gerçekleştirmek için onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Ve (bütün) işler Allah'a döndürülür.” (Enfal, 8/42-44)
Rabbimizin murad ettiği şekilde Bedir’de furkan savaşı yaşandı ve hak, bâtıla açık olarak galebe çaldı. Mekke şirk otoritesi, kervanını kurtarmak için geldiği Bedir’den, bir meydan savaşını ve önemli liderlerini kaybederek zelil şekilde dönmek zorunda kaldı.
Furkan Günü’nde Bedir’de yaşananlar, kıyamete kadar, yaşayacak Müslümanlar için İslam dâvâsının mahiyetini kavramak ve bu dâvânın gereği üzere hareket etme perspektifi noktasında önemli dersler içermektedir. Yevmul Furkan, bize dar hedefler ve küçük kazanımlara değil, Rabbimizin bizim için öngördüğü hedef ve kazanımlara namzet olmayı ve bu namzet oluşa uygun bir mücadele hattı inşa etmeyi talim etmektedir.
Hakkı Hâkim, Bâtılı Zail Kılmak
Bilindiği üzere Rabbimiz, başta Rasulullah ve beraberindeki ilk Kur’an nesli olmak üzere her çağın Müslümanları için, hakkı hâkim, bâtılı zail kılmak hedefini koymuştur.[4] Hak, bâtıl karşısında pasif ve defansif bir konumda değil, aktif ve ofansif bir konumdadır.
Hak, bâtıla hâşâ sığıntı olmak, onunla yan yana, dostane yaşamak, onunla karşılıklı ilkesel tavizleşmeler üzere uzlaşmaya gitmek gibi tutumlar yerine, bâtılın beynini hedef alarak onu paramparça edecek bir mahiyete sahiptir.[5] Zira o, yegâne doğru yol, Âlemlerin Rabbi tarafından kulları için belirlenip bildirilmiş hayat nizamıdır.[6]
İşte bu mahiyeti sebebiyle İslam, müntesiplerine bâtıldan/cahiliyeden, dinleri ve kendileri için yaşama hakkı ve alanları talep eden bir “sığıntı” konumu yerine, bâtılı/câhiliyeyi ortadan kaldırarak dini Allah’a has/hâlis kılma, yeryüzünde Allah’ın dinini egemen kılma perspektif ve hedefini öğretmektedir.[7]
Daha önce konuyla ilgili müstakil bir makalede ifade etmeye çalıştığımız üzere, Habeşistan hicretinin taktik, Yesrib/Medine hicretinin ise stratejik düzlem ve düzeyde olmasının sebebi de budur. Zira Rasulullah ve beraberindeki çekirdek kadro Habeşistan’a hicret etseydi, mevcut bir egemen otoritenin kanatları altında fert ve dar cemaat düzeyinde, çerçevesi o egemen otorite tarafından belirlenmiş bir “İslami yaşantı”ya rıza göstermek durumunda kalacaklardı.
Oysa Yesrib’e, iki Akabe Biatı’yla çerçevesi belirlendiği üzere İslam’ın egemen otorite kılınması zemini oluşturulduktan sonra hicret edilmiş ve böylece hak hâkim, bâtıl zail kılınmıştır. Aynı perspektif, Bedir bağlamında gördüğümüz üzere Rabbimizin Kur’ani yönlendirmesiyle Medine sürecinde de devam ettirilmiş ve İslam otoritesi günden güne genişlemiş, nihayetinde Mekke’nin kansız şekilde teslim alınması neticesine de ulaşılmıştır.
Son yirmi yıllık süreçte Türkiye’deki “İslami kesimler”in önemli bir kısmında, mevcut laik-kemalist câhiliye düzeninin akidevi açıdan konumlandırılması, fert ve topluluklar bazında Müslümanların düzen ve aktörleri karşısındaki konumlanmaları, takınılması gereken tutum konusunda yaşanan savrulmalara, Bedir’de yaşananlar çerçevesinde bakıp, bu zaviyeden bir muhasebeye tâbi tutmakta fayda vardır.
Bu süreçte yaşananlara ve gelinen noktada “İslami kesimler”deki irtifa kaybına baktığımızda, bu süreçte, Rabbimizin Kitab-ı Keriminde açık olarak bildirdiği ve Rasulullah ve beraberindeki ilk neslin mücadele sürecinde müşahhaslaştırdıkları İslami hareket perspektif ve ilkelerinin, istikamet bilincini diri tutmaya gayret gösteren az sayıdaki topluluklar dışında gözetilmediğini, İslam dâvâsının hakikat ve hâkimiyet iddiasıyla mutabık olmayan, bâtılı zail kılma hedefi yerine, bâtılın kanatları altında “var olma hakkı”na rıza gösterilen bir noktaya evrilindiğini görmek zor olmamaktadır.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız üzere, Bedir’deki kervan ve ordu örneğinde Rabbimiz, hakla bâtılın ölümcül bir çatışmaya girişmeleri ve hakkın bâtıla kesin galebesini murad ederek, mü’minlerin Mekke şirk ordusuyla karşılaşmasını istemişti ve netice de böyle tahakkuk etti. Dolayısıyla bizlerin İslam dâvâsıyla ilgili algı, perspektif ve pratiklerimiz de Rabbimizin bu muradına mutabık olmak durumundadır.
Enfal sûresinde Bedir savaşı bağlamında söz konusu edilen kervan ve ordu konusu ile, üzerinde durmaya çalıştığımız son yirmi yıldaki savrulmalar, irtifa kayıpları tabii ki birebir karşılığa sahip hususlar değildir. Biz, Bedir’de yaşanan ve ayet-i kerimelerde gündemimize getirilen kervan ve ordu çatallaşması örneği üzerinden, günümüze yönelik bir teşbihle meramımızı anlatmaya çalışıyoruz. Teşbihte müşebbeh (benzetilen) ile müşebbeh bih (kendisine benzetilen) arasında birebir bir benzerliğin olmasına gerek yoktur.
Nitekim, bahse konu ettiğimiz son yirmi yıllık süreçte çoğu kesimde yaşanan düzen ve aktörleri konusundaki tutum değişiklikleri ve İslami mücadele perspektifi konusundaki temelden dönüşüm ve savrulmalara götüren tercihler ile, Bedir örneğindeki kervan tercihi arasında esasta bir benzerlik yoktur. Zira orada, kervan da İslami açıdan meşru bir hedeftir. Ancak ordu hedefine göre daha küçük ve sınırlı bir hedefi ifade etmektedir.
Burada ise, bâtıl düzen ve aktörleri konusunda, bâtıl temel nitelikleri itibariyle aynı bâtıl olarak orta yerde dururken, sırf onda gerçekleştirilen bir kabuk değişimi (katı/jakoben laiklikten, ılımlı/anglo-sakson laikliğe geçiş) sebebiyle, düzen ve aktörleri konusunda yaşanan akidevi bir algı ve konumlanma farklılığı söz konusudur.
Bizim bu makalede yaptığımız teşbih, Mekke kervanıyla karşılaşma seçeneğinin daha az bedel gerektiren, fakat bunun karşılığında da daha küçük bir hedef ve kazanıma tekabül etmesi, Mekke ordusuyla karşılaşma seçeneğinin ise daha fazla bedel isteyen ve fakat bunun karşılığında bâtılın belinin kırılması gibi stratejik bir hedef ve kazanıma denk düşmesidir.
İşte son yirmi yıllık süreçte, istikamet bilinci sahibi az sayıdaki topluluk hariç kendilerini İslam dâvâsına nisbet eden kesimlerin çoğu “sistem içi kazanımlar” düzeyine indirgenmiş bir perspektif kaybı ile, câhiliye düzeni ve aktörleriyle ilgili hiçbir şart ve ortamda değiştirilmemesi icap eden akidevi duruştan “merhale merhale” uzaklaştılar ve bâtılın gri tonları içinde, gri tonlu bâtılın kanatları altında “var olma hakkı”na fit oldular.
Kitab-ı Kerim’de Rabbimizin bildirdiği ve Rasulullah ile arkadaşlarının en güzel şekilde müşahhaslaştırdıkları İslami mücadele hattına yeniden dönüş yapma noktasında, Rabbimizin “Furkan Günü” olarak nitelediği Bedir savaşı çerçevesinde yaşananları düşünmek, bu çerçevede bir muhasebe ile gidişatı değerlendirmek, tevbe-i nasuh ile mevcut gidişattan arınmak ve “fabrika ayarlarına” dönüş yapmak, için iyi bir başlangıç olabilir kanaatindeyiz.
[1] Bkz: Ahzab, 33/21
[2] Bkz: Enfal, 8/41
[3] Bkz: Kalem, 68/8-9; Yunus, 15; İsra, 17/73-74 vb.
[4] Bkz: İsra, 17/81
[5] Bkz: Enbiya, 21/18
[6] Bkz: Âl-i İmran, 3/19, 85; Maide, 5/3
[7] Bkz: Bakara, 2/193, Enfal, 8/39
(Not: Bu makale, İktibas Dergisi'nin Temmuz 2022 sayısında yayınlanmıştır.)
YORUMLARHenüz Yorum Yok !Diğer Yazıları
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 08-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 03-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu