


GÜNCEL SURİYE VE GAZZE DERSLERİ
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
12-02-2025 14:50
Suriye’de laik Baas diktasının halka yönelik zulmünün ayyuka çıktığı süreçte “İzzeti Âlemlerin Rabbi Yerine Suriye Kralının Yanında Aramak” başlıklı bir makale kaleme almıştım.[1] İbn Haldun’un “Geçmiş geleceğe, suyun suya benzediği kadar benzer” sözünde dile getirdiği acı bir hakikate, tarihten bir ibretlik olayın tanıklığında vurgu yapmaya çalıştığım, özellikle İran’ın Suriye politikasını söz konusu ibretlik olay üzerinden değerlendirmeye çalıştığım bir makale… Öncesinde kaleme aldığım “İzzeti Baas’ın ve Baasçıların Yanında Aramak” başlıklı makalenin[2] devam niteliğinde bir makale...
“İzzeti Âlemlerin Rabbi Yerine Suriye Kralının Yanında Aramak” başlıklı makalede şu hususlara vurgu yapmışız: “Tarih tekerrürden ibarettir” sözü, insanlık tarihini çok özlü ve hikmetli şekilde özetlemektedir. Kur’an şairi Mehmed Akif’in dizeleri, bu durumun altını çizdiği gibi sebebini de ifade etmektedir:
“Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! / Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? / Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar; / Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
Evet, insanlar geçmişten ders almış, kıssalardan hisse çıkarmış olsaydı aynı yanlışlara düşmez, aynı aldanışlara düçar olmaz, tarih boyunca aynı delikten iki değil binlerce kez ısırılmazlardı. Ve bu kısır döngü kadim zamanlardan bugüne böylece sürüp gitmezdi.
Bugün, “İslam coğrafyasının ve bu coğrafyanın insanları olarak bizlerin içerisinde bulunduğumuz apaçık zillet halinin temel sebebi nedir” diye sorulsa, şahsen cevabım “Dünya çapında kendisini İslam’a nisbet edenlerin çoğunluğunun; gerek fert, gerek cemaat ve gerekse İran örneğinde olduğu gibi devlet olarak, izzeti Âlemlerin Rabbi yerine farklı güç odaklarının yanında araması ve böylece hem kendilerini, hem de bütün bir coğrafyayı yabancı güçlerin hareket alanına açmaları ve zillete düçar kılmalarıdır” şeklinde olur.
Öyle zannediyorum ki, meselelerin az çok farkında olan tüm Müslümanların bu noktadaki cevabı ortak olacaktır.
Nitekim, Suriye halkının yarım asırlık laik diktaya karşı başkaldırısı sürecinde Suriye halkının değil, sözüm ona “direniş cephesi” argümanını öne sürerek laik diktanın yanında yer almayı tercih eden İran’ın karşı hamleleri ve Suriye halkının yanında yer almakla birlikte ABD gibi küresel küfür güçleriyle birlikte bölgeye müdahale görüntüsü veren (Türkiye ve Batılı emperyalist güçlerin teşkil ettiği“Suriye’nin Dostları” (!) organizasyon ve aktivitelerini hatırlayalım) Türkiye’nin söz konusu başkaldırının doğal zemin ve sürecinden uzaklaşmasındaki etkileri de, temelde hep izzeti Âlemlerin Rabbi yerine başkalarının yanında arama yanlışının sonuçları olmuştur.
Konuyla ilgili olarak İran’ın ve İran’ın pozisyonuna göre tarafını belirleyen kesimlerin Suriye’de yaşananlarla ilgili tutumunu eleştirmek için 2012 Temmuz’unda kaleme almış olduğum “İzzeti Baas’ın ve Baasçıların Yanında Aramak” başlıklı yazıda da bu duruma değinmiştim.
Tarihe göz attığımızda görüyoruz ki, izzeti Âlemlerin Rabbi yerine başkalarının yanında, Mehmet Pamak ağabeyin deyimiyle yanlış yerde arama sorunu sadece bugünün değil, insanlık tarihi boyunca tüm insanlığın temel sorunudur.
Bu sorun, topluluk ve siyasi güçlerin siyasi tercihleri (siyasi tercih kavramının akide ile kopmaz, koparılamaz bağını vurgulamamıza gerek var mı bilmiyorum) ile sınırlı bir sorun da değildir. Fertlerin ve en küçük toplumsal organizasyon olarak ailelerin hayatın her alanıyla ilgili tercihlerinde izzeti, başarıyı, mutluluğu, üstünlüğü ne olarak görüp nerede aradığı da bu çerçevede değerlendirilmesi gereken önemli konulardır.
İzzeti Yüce Allah’ın yanında (O’nun vazettiği ölçülere ittiba, O’nun sevilmesini istediklerini sevmek, buğz edilmesini beyan buyurduklarına buğz etmek, beri olunmasını istediklerinden beri olup, velayet bağıyla birliktelik kurulmasını emrettikleriyle birbirine veli olmak) değil de, farklı güç odaklarının yanında aramanın, tarih boyu tekerrür eden ve bugün de içerisinde bulunulan en temel sorun olduğunu ifade etmiştik.
İşte yazımızın başlığı da, böyle bir tarihsel kesiti ifade ediyor. Mevcut Tevrat’ın “Tarihler” bölümünde anlatılan bu tarih kesitini, Mevdudi’nin Tefhimu’l Kur’an adlı tefsirinde verdiği özetle birlikte okuyalım:
“Süleyman Peygamber’in ölümünden sonra İsrailoğulları ikiye bölündü: Merkezi Kudüs’te olan Yahuda Krallığı ve merkezi Samarra’da olan İsrail Krallığı. İki krallık çoğunlukla birbirleriyle savaş halinde olduğu için Yahuda Kralı Asa, Yahuda’ya saldıran İsrail Kralı Baasha’ya karşı Suriye Kralı Ben-Hadad’dan yardım istedi. O zaman Peygamber Hanani, ezeli ve ebedi olan Allah yerine Suriye kralına güvendiği için Kral Asa’yı suçladı. Asa, Peygamberin bu tavsiyesine o kadar kızdı ki, onu bir hapishaneye kapattı.”[3]
Bugün yerelde ve küreselde, gerek fiili çatışma alanlarında, gerekse siyasi-ideolojik (akidevi) çatışma alanlarında izzeti Âlemlerin Rabbi yerine başka güç odaklarının yanında arayanlar, Âlemlerin Rabbi’nin hükümlerinin hâkimiyeti yerine, laik sistemin laik “sivil anayasa”sı için ter döküp kalem oynatmaya başlayanlar ve bu sapmalar karşısında söz söyleyen, iyiliği emr, kötülükten nehy sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan muvahhidleri Yahuda Kralı Asa örneğinde olduğu gibi fiilen değilse de dışlayıp sözüm ona, marjinalize ederek etkisiz kılmaya çalışanlar, hangi tarihi tekerrür ettirdiklerini sorgulamalı ve Hesap Günü için dönülmez anı ifade eden ölüm gelip çatmadan hallerini gözden geçirmeyi başarmalıdırlar.
“Kim izzet istiyorsa bilsin ki, izzetin tamamı Allah’a aittir…” (Fâtır, 35/10)
Konuyla ilgili önceki iki makalemizin bugün gelinen noktada ortaya çıkmış olan neticelerle ilgili tanıklığına başvurmayı faydalı gördüğümüz için makale arşivine göz attığımızda, Suriye sürecinde yaşananları İslam’ın bize kazandırmayı amaçladığı adil şahitlik yükümlülüğü açısından değerlendirme hususunda birçok makale kaleme almış olduğumuzu bir kez daha gördük ve içerik olarak da bugün bizi mahcup etmeyen bir tanıklığa tekabül ettiğini müşahede ettik. Elhamdulillah.
Asabiyet (kör taraftarlık) yerine adaleti esas almanın, adaleti ikame eksenli duruş ve yaklaşım sahibi olmanın (ki bu, az önce ifade ettiğimiz gibi İslam’ın bizden istediği temel bir yükümlülüktür) fert ve topluluklara dünyada da ahirette de kazandıracağında kuşku yoktur. Adalet yerine asabiyet üzere davranmanın da aksi neticeyi doğuracağı, dünyada zillet, ahirette ziyan sebep olacağı aşikârdır.
“İslam Cumhuriyeti” olma iddiasına rağmen, süreçte Suriye sahasında tam anlamıyla bir ulus-devlet pragmatizmiyle davranan İran’ın, izzeti Âlemlerin Rabbi’nin yanında, O’nun Kitab-ı Kerim’de vazettiği öğreti ve ölçülere ittibada aramak yerine tıpkı milat öncesi dönemde yaşamış Yahuda Kralı Asa misali “Suriye kralının” yanında arama tercihi, 8 Aralık 2024 günü itibariyle hüsranla neticelenmiş bulunuyor. Bu neticenin hak edilmiş bir hüsran olduğunu belirtmekte fayda görmekteyiz.
Türkiye’nin Gazze’deki Kıble Krizi
Bir asır öncesinde bâtıl Batı’dan “kes, kopyala, yapıştır” usulüyle alınıp dipçik zoruyla dayatılmış olan laisizm tuğyanıyla malul olan bir ülkeyi “kıble” mefhumuyla ilzam etmek ve dahası “kıble krizi” argümanıyla yargılamak bazı okurlara şaşırtıcı gelebilir. Lakin unutmayalım ki, kıble yalnızca İslam’ın kıblesinden ibaret bir mefhum değildir. Tıpkı “hak din” ve “bâtıl dinler” tanımında olduğu gibi, “hak kıble” ve “bâtıl kıbleler” söz konusudur. Nitekim kıblesiz bir fert ve toplum yoktur, olamaz.
“Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Bakara, 2/148)
Evet, bu memleketin kıblesi bir asır önce dipçik zoruyla değiştirilmiştir. Hak olan kıbleden kala kala yalnızca camilerde yönelinen kıble, namazı zayi etmeyen insanların namaz esnasındaki yönelimleri kalmıştır. Siyaset, iktisat, eğitim-öğretim alanlarında keskin bir kıble değişimi gerçekleştirilmiş, “Lâ garbiyye lâ şarkiyye, İslamiyye İslamiyye” şiar ve yönelimi terk edilerek, garbın uydusu olma zilletini izzet olarak pazarlayan bir garpzedelikle, onların insan hevasını esas alan bâtıl kıblesine yönelinmiştir.
Bu acı ve açık gerçeğe rağmen, 1950’de fiilen başlatılan çok partili sistem sürecinde jakoben laikliğe karşı ılımlı Anglo-Sakson laikliğinin temsilcileri olarak konumlanan Demokrat parti ve sonraki türevleri, halk nezdinde mevcut rejime İslami bir anlam kazandırma çabası içinde olmuştur ki, son 23 yılda sıkça dillendirilen “İslam’ın kalesi” argümanı bu çabaların bir misalini teşkil etmektedir. Aynı zamanda hem NATO’nun hem de İslam’ın kalesi olmayı başaran (!) bir ülkenin küresel tuğyanizm tarafından “bölgenin rol model ülkesi” olarak konumlandırılması şaşırtıcı değildir. Aynı zamanda hem NATO’nun hem de İslam’ın kalesi olma iddiasının ne büyük bir kıble krizine tekabül ettiği ise aşikârdır.
Bir asırlık “kıble irtidatı” ve son 75 yılı itibariyle de derin bir kıble kriziyle malul olan bu memleketin söz konusu krizi her alanda kendisini göstermektedir. Gazze’de 15 ay süren siyonazi soykırım ve işgal girişimi süreci bu krizin ibretamiz şekilde müşahhaslaştığı bir süreç oldu.
Türkiye’nin mevcut yöneticileri, siyonazi çetesinin Batı Şeria ve hassaten Mescid-i Aksa’ya saldırılarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, 7 Ekim 2023 günü yaşanan “Aksa Tufanı”nın hemen birkaç hafta öncesinde siyonazi çetesinin şefi Netanyahu ile New York’taki Türkevi’nde buluşuyor ve bu buluşmada karşılıklı ziyaretlerin gerçekleştirilmesi ve Doğu Akdeniz’deki doğalgaz kaynaklarının siyonazi çetesi adına Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlanması planları yapılıyordu. Tabi bu planın, komşunun evini soymaya gelen hırsızla soygun ortaklığından başka bir anlama gelmediği aşikârdı. Zira üzerinde pazarlık ve plan yapılan doğalgaz, Filistin halkının gasbedilmiş kaynaklarından başkası değildi. Bu buluşma gerçekleşirken, Batı Şeria’da Nablus şehri işgal buldozerleri ve hava saldırılarıyla yerle bir ediliyor, onlarca Filistinli genç katlediliyordu.
Bu gelişmeler yaşanırken bu duruma muhalefetini net ve sert şekilde dile getiren yayın organı İktibas dergimiz olmuştu. İktibas’ın Ekim 2023 sayısının manşeti “One Minute’tan Filistin Gazının Gasbında Suç Ortaklığına” şeklindeydi. Manşet yazısında, Filistin direnişinin bu suç ortaklığı girişimine tepkisi şu şekilde ifade ediliyordu:
“Konuyla ilgili Filistin direnişinin yaklaşımı ise gasba ve gasba ortaklık tutumuna yönelik açık bir muhalefeti ifade ediyor. HAMAS liderlerinden Musa Ebu Merzuk, bir toplantıya katılmak için bulunduğu Türkiye’de konuyla ilgili olarak bir gazeteye verdiği demeçte “Biz ilke olarak İsrail’le yürütülen ilişkilere karşıyız. Gaz meselesine gelince, gaz bizim gazımız. İsrail tarafından çalınan ve gasbedilen bir gaz söz konusu” ifadeleriyle tutumlarını bir kez daha dile getirmiş oldu.”
Siyonazi çetesinin Gazze sınırlarına konuşlandırılmış olan işgal güçlerini hedef alan ve onları gafil avlayan Aksa Tufanı harekâtı karşısında yaşadığı büyük mağlubiyeti örtmek için Gazze’ye yönelik olarak aynı günün akşam saatlerinde insanlık tarihinin tanıklık etmediği vahşilikte bir soykırım saldırısı başlatıldı. Bu soykırım saldırıları geçtiğimiz ay (19 Ocak 2025 günü) ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesine kadar aralıksız olarak 471 gün sürdü ve geride üçte ikisi çocuk ve kadın olmak üzere en az 60 bin maktul, uzuvlarını kaybetmiş binlerce mazlum, binlerce yetim ve enkaza dönen bir Gazze şeridi bıraktı.
Böyle bir tabloda zafer kazanan tarafın Gazze olması ise, imanın küfre, mânânın maddeye, kanın kılıca galip geldiği muhteşem bir direniş destanını tarihe altın harflerle kaydetmek demekti. Ve bu destan, salt Gazze’nin izzet sahibi mücahidlerinin yazdığı bir destan olmaktan öte, kadınından çocuğuna, yaşlısına tüm izzetli Gazze halkının ortak destanı özelliği taşımaktadır. Elhamdulillah.
İki hafta öncesinde siyonazi şefiyle buluşup Filistin gazının gasbında ve pazarlanmasında ortaklık görüşmeleri yapan Türkiye yöneticileri, Gazze’ye yönelik siyonazi soykırım saldırıları başladığında bu vahşete tepkisiz kalamadılar. Giderek sertleşen üslupla 471 gün boyunca tepkilerini dile getirdiler, Filistin dâvâsının ana taşıyıcı direği konumundaki Hamas’ın küresel çapta “terör örgütü” olarak etiketlenip linç edilmeye çalışıldığı bu süreçte Hamas’a sahip çıktılar, terör örgütü değil, işgale karşı savaş gibi haklı bir dâvâsı olan direniş örgütü olduğunu ifade ettiler.
Lakin aynı süreçte siyonazi çetesiyle diplomatik ve ticari ilişkileri, süreçte düzeyi değişse de devam ettirmekten geri durmadılar. 7 Ekim 2023 - 31 Mart 2023 tarihleri arasında demir-çelik, akaryakıt gibi stratejik ürünler başta olmak üzere kanlı ticaret tüm hızıyla devam ettirilirken, tepkilere karşı “Bizim gönderdiğimiz ürünler Filistin’e gidiyor” şeklinde insanları aptal yerine koyan açıklamalar yaparak süreci yönetmeye çalıştılar. Ne zamanki 31 Mart yerel seçimlerinde büyük bir hezimet yaşayınca ve araştırmalar bu hezimetin başat sebeplerinden birinin siyonazi çetesiyle sürdürülen kanlı ticaret olduğuna işaret edince kanlı ticareti sınırlamaya yönelik adımlar atmaya başladılar.
Tabi bizim “sınırlama” dediğimiz kararlar, yöneticiler ve iliştirilmiş medya organlarınca “ticaretin sona erdirilmesi” şeklinde propaganda edildi. Oysa bunun böyle olmadığı, Bakü-Ceyhan hattından soykırım saldırılarının sonuna kadar ve halen siyonazi çetesine akmaya devam eden kanlı Azeri petrolünün varlığı ve varil başına 1 dolar 27 cent komisyon karşılığı bu kanlı ticarete ortaklık edildiği gerçeğiyle apaçık aşikârdı.
Nihayetinde Gazze’nin gencinden yaşlısına, çocuğundan kadınına ve mücahidine ortaya koyduğu gerçek anlamda destansı direniş neticesinde siyonazi çetesi yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. Gazze bir kez daha Allah’a dayanarak, Allah için sebat edip direnerek kazanan taraf oldu. Zilletle izzetin farkını bir kez daha ortaya koydu. Öyle bir izzet ki, Gazze direnişi temsilcilerinin zafer konuşmalarında kendilerinden söz etmesini yağmur bekleyen kurak toprak misali bekleyen koca devletlere tanıklık ettik. Bu, izzetten pay alma isteğiydi, lakin bunun bir hakediş meselesi olduğu unutuluyordu.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Türkiye’nin dış ticaret bürokrasisinin tepesindeki isimden, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak’tan dikkat çekici bir açıklama geldi. Olpak, “barışın kalıcı olması halinde” Türkiye'nin “İsrail” ile ticareti yeniden başlatabileceğini dile getirdi. Kısacası ateşkes kalıcı olursa Gazze’deki soykırım hiç yaşanmamış gibi, işgalci katil siyonazi çetesiyle kanlı ticareti eskisi gibi tam kapasite yeniden canlandırma iradesi deklare edilmiş oldu.
Bir tarafta Gazze’nin hak edilmiş izzetinden pay sahibi kılınma beklentisini ortaya koyan, diğer tarafta ise hak edilmiş utançta ısrar eden ucube bir yaklaşım… Tıpkı İran yönetiminin Suriye’de hak edilmiş mağlubiyetin muhasebesini yapmak ve nasuh tevbeye yönelmek yerine halen Suriye’ye yönelik kirli hesaplar peşine düşmesi misali.
Suriye’de ve Gazze’de bu gelişmeler yaşanırken, yaşadığımız coğrafyada bağımsız ve özgün bir İslami duruş yerine sözü geçen ulus-devletlere mücavir “İslamcılık” yapan kesimler, Suriye ve Gazze’de “galipler ve mağluplar” listeleri açıklamakla meşguller. Kanlı bir laik diktanın devrilmesine sevinmek yerine, İran’la birlikte bu diktanın yasını tutan bir kesim ve karşısında da İran’ın Suriye’de mağluplar safında olmasından teskin olmayıp onu ve Lübnan, Irak ve Yemen bileşenlerini Gazze’de de mağluplar çuvalına sıkıştırmaya çalışanlar, buna karşılık Türkiye’nin Suriye’deki galibiyetinden içi tam soğumayıp onu Gazze’deki galipler listesine ekleyenler…
İnternet ortamı, bu iki kesimin sert tartışmalarına sahne oluyor. Maide suresi 8. ayet ve benzeri Rabbani öğretilerin gereği olarak olup-bitene adil şahitlik ekseninde yaklaşanlara ise kulak asılmıyor. Her iki kesimde keskinleşmiş fanatizmler, adil şahitlik yükümlülüğünü canlandırmak yerine apaçık gerçekleri tekzip etme telaşıyla hareket ediyor. Bu noktada kraldan çok kralcı yönelimler kendini gösteriyor.
Bir tarafa Suriye’de gerçekleştirilmiş olan büyük mezalimi, diğer tarafa ise siyonazilerle süregiden kanlı ticareti ve kuruşu kuruşuna kanlı bir itiraf olan 1 dolar 27 centlik hak edilmiş utancın varlığını kabul ettiremiyorsunuz. Kendilerini Müslüman olarak tanımlayan ve dolayısıyla adil şahitlikle yükümlü oldukları bilincine sahip olması gereken kimi topluluklar, adalet üzere değil asabiyet üzere hareket edebiliyor, olup-bitene dair tutumlarını bu minval üzere belirleyebiliyorlar.
İran’ın Suriye’de zalimin yanında yer almış olmasını ayrı, Gazze’de siyonazi soykırım çetesinin fiilen karşısına çıkan yegâne devlet gücü olduğu gerçeğini ayrı değerlendirecek bir asgari adalet tutumunu ne İran muhiplerinde, ne de İran muarızlarında görebiliyoruz. Hakeza Türkiye’nin Suriyeli mazlumlara sahip çıkan tavrını ayrı, Gazze sürecindeki ikircikli yaklaşımını ayrı değerlendirmeyi sağlayacak adil şahitlik çabasını mumla aramak zorunda kalıyorsunuz.
İzzeti Âlemlerin yanında aramak yerine “Suriye kralı”nın yanında arama sapmasına düşerek hak edilmiş bir mağlubiyet yaşayan İran yöneticilerini bu büyük sapmalarından ötürü ilzam edip girdikleri yanlış yoldan alıkoymaya yönelik bir muhalefete muhatap kılmak yerine onların bu yanlış tercihine paydaşlık yapmak, yanlışın savunuculuk ve taraftarlığına yönelmek, kendisini Müslüman olarak addeden fert ve topluluklar için ne büyük ziyandır oysa.
Hakeza, Ebu Süfyan’ın Bedir öncesi kervanını bölgeden kaçırırken söylediği “Benim şerefim develerimin sırtında” sözü misali, şerefi amasız fakatsız olarak mazlumların yanında yer almakta görmek yerine, kanlı ticaretin araçları olan gemilerin sırtında gören ve bu talihsiz yaklaşımın neticesinde hak edilmiş bir utancı yaşamak zorunda kalanları, her şey o kadar açık şekilde ortada olduğu halde telin etmek yerine tezkiye etmeye çalışmak ne büyük ziyandır.
Bugün Müslümanlık iddiasındaki fert ve topluluklarda yaygın şekilde gözlemlenen sorunlardan biri de, yukarıdaki değinilerimizden de anlaşılacağı gibi ulus-devletlerden bağımsızlaşmayı başaramayan iliştirilmiş (embedded) yaklaşımların varlığıdır.
Oysa Müslümanın düşüncesi, sevinci ve hüznü üzerinde, Allah'ın ölçüleri dışında herhangi bir mercinin belirleyiciliği, vesayeti yoktur, olamaz. Bugün çoğunlukla insanların güncel yaklaşımlarını, neye sevinip neye üzüleceklerini şu veya bu ulus-devletin politikaları ve öncelikleri belirliyorsa burada İslami kimlik ve tutumdan söz etmek mümkün değildir.
[1] İzzeti Âlemlerin Rabbi Yerine Suriye Kralının Yanında Aramak, Venhar Haber, 7 Ağustos 2018
[2] İzzeti Baas’ın ve Baasçıların Yanında Aramak, iktibasdergisi.com, 13 Temmuz 2012
[3] Mevcut Tevrat, Tarihler - II, 16; 1-14’ten naklen: Mevdudi, Tefhimu’l Kur’an, Cilt 1, Sh, 80, İnsan Yayınları
(Not: Bu makale İktibas Dergisi'nin Şubat 2025 sayısında yayınlanmıştır.)
YORUMLARHenüz Yorum Yok !Diğer Yazıları
- 12-02-2025 GÜNCEL SURİYE VE GAZZE DERSLERİ
- 04-01-2025 SURİYE’DE DEVRİM İNKILABA DÖNÜŞECEK Mİ?
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 08-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 03-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu