BAŞÖĞRETMEN
Şükrü HÜSEYİNOĞLU
07-07-2021 06:08
İnsan hevâsına dayalı beşeri ideolojiler, bâtıl dünya görüşlerini topluma aktarmaya dayalı öğretim- eğitim ameliyeleri çerçevesinde “Başöğretmen” kavramını gündeme getirmişlerdir. Türkiye’de 1923’ten bugüne resmi ideoloji (dünya görüşü ve hayat tarzı) olarak, tepeden inmeci bir yaklaşımla (halk rağmen halkçılık!) topluma benimsetilmeye çalışılan Kemalizm ideolojisi de bu kavramı kullanmış, kullanmaktadır.
İslam’ın kavramlarına muttali olanlar, öğretim-eğitim (ta’lim-terbiye) denilince akla ilk gelmesi gereken kavramın “Rab” kavramı olduğunu bilirler. Dolayısıyla “Başöğretmen” kavramsallaştırması, doğrudan doğruya akideyle (iman akdiyle) ilgili, ona taalluk eden bir kavram olduğunu bilirler.
Nitekim, nüzul sürecinde ilk inen ve Yüce Allah’ın “Rab” sıfatının geçtiği ilk âyet grubu olan Alâk sûresi 1-5. âyetlerde, O’nun Rabliğinin öncelikli niteliği olan “insana bilmediklerini öğretmesine, kalemle yazmayı öğretmesine”, yani öğreten, eğitin, terbiye eden oluşuna vurgu yapılmaktadır:
“Oku, yaratan Rabbinin adıyla. Ki o, insanı alaktan yarattı. Oku. İnsana bilmediklerini öğreten, kalemle (yazmayı) öğreten Rabbin, en büyük kerem sahibidir.” (Alak, 96/1-5)
Görüldüğü üzere ta’lim ve terbiye (öğretim ve eğitim), Yüce Allah’ın “rab” sıfatının öncelikli anlamlarından biridir. Zaten “terbiye” ve “mürebbi” kelimeleri, “rab” kelimesiyle aynı kökten (r-b-b) türeyen kelimelerdir. “Rab” kavramının diğer bir temel anlamı da “yol gösteren”dir.[1] Zaten, öğretim-eğitim ile yol gösterme, hayat tarzı belirleyip vaz etme arasında kopmaz, birbirini tamamlayan bir irtibat vardır.
Söz konusu âyet grubunda (Alak 1-5) yer alan ve dikkatimizi celbetmesi gereken bir incelik de vardır. Rabbimiz, kullarına ikram sahibi (el-Ekrem) oluşunu hatırlatırken, insana en temel ikramı olarak su, hava, yiyecek-içeceğe değil, onu bilmediklerini öğretmesini zikretmektedir.
Bu konuda benzer bir incelik, Rahman sûresinin başında da vardır. Rabbimiz orada, insanı yaratışından önce, ona Kur’an’ı öğretmesini zikretmektedir. Ki Kur’an’da bir kelime takdim veya tehir edilmişse orada bir vurgu söz konusudur. Rabbimiz, sûrenin ilk dört âyetinde şöyle buyurmaktadır:
“Rahman, Kur'an'ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyânı öğretti.” (Rahman, 55/1-4)
Herhangi bir dünya görüşünün temeli ta’lim-terbiyedir. Bu durum, yegâne hak din (hayat nizâmı) İslam söz konusu olduğunda da böyledir, insan hevâsına dayalı bâtıl ideolojiler için de böyledir. Öğretim-eğitim ile yol gösterme, hayat tarzı belirleyip vaz etme arasında birbirini tamamlayan bir irtibat olduğunu belirttik. Zira bir dünya görüşü, kendisini topluma öğretim-eğitim yoluyla benimsetmeye çalışır.
Kısacası, insanlar için yol göstericilik, dünya görüşü ve hayat tarzı belirleyip vaz etme ameliyesi “rab” kavramının kapsamına girdiği gibi, o dünya görüşünü, hayat tarzını benimsetmeye yönelik öğretim-eğitim faaliyetleri de bu kavramın kapsamında yer almaktadır.
İşte “Başöğretmen” kavramı, akidenin (iman akdinin) temel kavramı olan “Rab” kavramı ile doğrudan ilgisi sebebiyle üzerinde önemle durulması, İslam’ın sözünün güncel boyutlarıyla ifade edilmesi ve toplumda tevhid ekseninde bir farkındalık oluşturulması gereken mühim bir kavramsallaştırmadır.
Yüce Rabbimiz biz kullarını yoktan var etmiş ve yarattıktan sonra da kendi halimize bırakmamıştır.[2] Bize, dünyada da, âhirette de bizi güzelliklere kavuşturacak tertemiz yolunu bildirmiştir: “(İbrahim, dedi ki): Beni yaratan ve bana yol gösteren O'dur.” (Şu’arâ, 26/77)
Rabbimiz, insana yeryüzünün halifeliği sorumluluğunu yüklediği gibi[3], bu sorumluluğun gerektirdiği donanıma sahip kılmak üzere ona isimleri öğretmiştir: “Ve Allah, Adem'e bütün isimleri öğretti…” (Bakara, 2/31)
Varlık ve hayata dair genel bilgileri ifade eden “isimlerin” yanı sıra, el-Hâdi olan Rabbimiz insanlara kendi içlerinden seçtiği Peygamberler ile hakla bâtılı, helalle haramı bildirmiş, onlara tertemiz bir dünya hayatı ve onunla kazanılacak ebedi âhiret saadetinin yolunu göstermiştir. Kitab-ı Kerim’in tüm beyanları ve Rasulullah (a.s.)’ın bu beyanlar doğrultusundaki güzel örnekliği (Sünneti), bir bütün olarak Rabbani ta’lim ve terbiyeyi ifade ederler.
Kur’an’ın konuyla ilgili beyanları, ta’lim ve terbiyenin külli anlamda Yüce Allah’ın hakkı olduğunu, O’nun yegâne hak “Rab” oluşunun gereği olarak külli anlamda “Başöğretmen”lik ve “Başeğitmen”liğin ancak O’na has olduğunu bildirmektedir. Yaratan ve yaşatan O olduğu gibi, yol gösteren ve bu yol göstericiliği kapsamın da kullarına öğretip onları eğiten de O’dur.
Yine Rabbimizin şu ve benzeri beyanları da bize, cüz’i anlamda, yani beşeri plandaki “Başöğretmen”in ise Rasulullah (a.s.) olduğunu ifade etmektedir:
“Nitekim size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik.” (Bakara, 2/151)
“Ümmilere içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara Kitâb'ı ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar, önceden apaçık bir dalâlet içinde idiler.” (Cum’a, 62/2)
Tabii ki bu söylediklerimiz, yegâne hak din (dünya görüşü ve hayat nizâmı) olan İslam için böyledir. Rabbimizin biz kulları için yol göstericiliği demek olan İslam’ı kendileri için din (hayat nizâmı) olarak benimsemeyen, onun yerine insan hevâsının ürünü olan bâtıl ideolojileri din (hayat nizâmı) edinmiş olan fert ve topluluklar için “Başöğretmen”, tabiatıyla o bâtıl dünya görüşünü peydahlayan veya Türkiye örneğinde olduğu gibi başka yabancı toplumlardan kopyaladığı bâtıl ideolojileri kendi toplumuna dayatmaya kalkışmış olan figürlerdir.
Bu noktada, Kâfirûn sûresinden mülhem olarak, “Herkesin ‘Başöğretmeni’ kendinedir” diyebiliriz. Hiçbir fert, toplum veya sistem, kendi “Başöğretmen”ini başkalarına dayatmamalıdır. Dinde zorlama yoktur.[4] İnsanlar, bir imtihan olan dünya hayatında muhayyer bırakıldıkları üzere tercihlerini yapabilmelidirler. İslam’ın insanlara çağrısı, külli anlamda ancak Âlemlerin Rabbi Allah’ı, beşeri düzlemde ise, O’nun son hidâyet bildiriminin “ilk talebesi” olan Rasulullah’ı “Başöğretmen” kabul etmeleri, kendileri için İslam’dan başka din (hayat nizâmı) arama yanılgısına düşmemeleridir.
Biz mü’minler için, ta’lim ve terbiye (öğretim ve eğitim) faaliyetlerinin temeli, Kur’an vahyi ve onun müşahhaslaşmış hali olan Nebevi sünnettir. Bizim eğitmenlik ve öğretmenliğimiz, külli planda Rabbimizin, beşeri planda ise O’nun Rasulü’nün “Başeğitmen”lik ve “Başöğretmen”liğine tâbidir. Aliya İzzetbegoviç’in “Yeryüzünün öğretmenleri olabilmek için, gökyüzünün öğrencileri olmak lazım” sözünde de ifadesini bulduğu üzere, Rabbimizin yol göstericiliğinden ve Rasulü’nün güzel örnekliğinden bağımsız bir öğretim ve eğitim İslam nazarında meşru değildir.
Gitti Katolik Kilisesi, Geldi “Bilim Kilisesi”
Rabbimizin yol göstericiliği, ta’lim ve terbiyesi üzere İslam, insanlığa bildirildiği miladi 7. asırdan günümüze dek insanları zulümattan nûra (karanlıklardan aydınlığa) çıkarmayı[5] sürdürmüş ve kıyâmete kadar da sürdürecektir. İslam dâvetine kapılarını başından itibaren kapatmış olan batıda ise, asırlarca skolastik düşüncenin, Katolik kilisesinin fıtrat, selim akıl ve iz’an dışı öğretileri egemenliğini sürdürmüştür. 16. asırdan itibaren Katolik kilisesinin hegemonyası ve insanı ve aklını yok sayıp baskılayan öğretisi sorgulanmaya başlanmıştır.
Reform hareketleri ve Rönesans’la, skolastik düşüncenin sorgulanması süreci, 18 ve 19. asırlarda batıda “din” mefhumuna cephe alan ve insanı “Tanrı”nın, insan aklını da vahyin yerine ikame eden, seküler temelli rasyonalist-pozitivist dünya görüşünün egemenliğiyle neticelenmiştir. Tabi bu süreçte önce coğrafi keşifler ve ardından sanayi devrimiyle ortaya çıkıp güçlenen burjuva sınıfının, kentleşme olgusunun ve dolayısıyla feodalizmin yerine kapitalizmin ikamesinin etkili olduğunu da belirtmek gerekir.
Tüm bu süreçlerin sonucu olarak, Katolik kilisesinin hegemonyası ortadan kaldırılmış ve onun yerine “Bilim kilisesi” ve onun hegemonyası yerleşik hale getirilmiştir. Batılılar bu süreçleri “Aydınlanma/Enlightenment” olarak ifade etmişlerdir. Bu isimlendirme, aslında bâtıl ideolojilerin her zaman başvurdukları bir taktiğin ifadesidir. Kendilerin, yönelim ve fillerini hep olumlu kavramlarla ifade etme taktiği!
Oysa, söz konusu asırlarda batıda olup-biten hadise, bir bâtılın yerine başka bir bâtılı, bir karanlığın yerine bir başka karanlığı egemen kılmaktan ibaretti. Katolik kilisesi gitmiş, insanı ve aklını mutlaklaştıran, “Hümanizm” düşüncesiyle insanı bizatihi kendisinin ilahı ilan eden, bununla birlikte insanı insanın kurdu kabul ederek insanlar arasında dayanışma yerine rekabetçi/çatışmacı bir ilişki biçimini esas alan, doğayla barış içinde yaşamak yerine ona savaş açıp onu egemenliği altında alma gibi vicdansız ve iz’ansız bir hedefe yönelen rasyonalizm ve onun “Bilim kilisesi” gelmişti.
Artık yeni dönemin “papazları”, bilim adamları ve onlarla birlikte insanlar için yol-yordam belirlemeyi, doğru ile yanlışın ölçülerini vaz etmeyi kendi hak ve yetkilerinde gören politikacılar olacaktı. “Bilim kilisesi”nin doğru dediği doğru, yanlış dediği yanlış kabul edilecekti. Tam anlamıyla “Bilim kiliseleri” olarak biçimlendirilip örgütlenen üniversitelerde üretilen ideolojiler, insanlığın genel-geçer dünya görüşü ve hayat nizamı (dini) kabul edilecek ve bu ideolojileri topluma benimsetme misyonu üstlenen politikacılar, “Başöğretmen” olarak benimseneceklerdi.
Artık büyük bir zafer edasıyla “Tanrı”nın ölümü ilan edilmiş, onun yerine son derece modern “yeryüzü tanrıları” yontulmaya girişilmişti, “Bilim kilisesi” marifetiyle. Katolik kilisesi ve onun öğretim-eğitim faaliyetleri, yerini artık laik okullara ve onların seküler/pozitivist temelli öğretim-eğitim faaliyetlerine bırakmış oluyordu. İşte “Başöğretmen” figürü, bu dönüşümde seküler/pozitivist öğretim-eğitimi o coğrafyaya egemen kılan aktörü simgeliyordu.
Bu kısa özetimizden de anlaşılacağı üzere, 1923 itibariyle Türkiye’de olan, batıdaki sürecin kötü bir kopyasından ibarettir. Bu süreçte bize ait olan tek husus, sahnedir. Sahnede sergilenen “oyun”un hiçbir boyutu bu coğrafyaya ait olmadığı gibi, uyarlama bağlamında dahi olsa bir özgünlüğü söz konusu değildir. Bilgisayar diliyle ifade edecek olursak, tüm yapılan “kopyala, kes ve yapıştır”dan ibarettir. Ki batı ülkelerinden iktibas edilen “medeni kanun, “ticaret kanunu”, “ceza muhakemeleri kanunu” gibi kanun metinlerinde işbu “kes, kes, yapıştır” ameliyesi çok bariz ve dahası ibretamiz şekilde kendisini göstermektedir.
Okul, Câminin Karşısına Konuldu
Bâtıl batının laik-pozitivist ideolojisinin birebir kopyalanıp, Osmanlı bakiyesi Türkiye toplumuna dayatılmasından ibaret olan Kemalist resmi ideoloji (Türk Dil Kurumu -TDK- sözlüğünün 1940’lardaki baskısında “din” kelimesinin açıklama kısmındaki örnek cümleyle “Türkün dini Kemalizm”), 3 Mart 1924 tarihinde yürürlüğe koyduğu “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” ile laik-pozitivist ta’lim-terbiye (öğretim-eğitim) sürecini başlatmıştır. Laik-pozitivist öğretim-eğitim, İslami öğretim-eğitimin tam karşısına konulmuş, dolayısıyla da bu öğretim-eğitimin kurumu olan okul, câminin karşısında konumlandırılmıştır.
Okul “ilericiliği”, câmi ise “gericiliği” temsil eden kurumlar olarak sembolize edilmiştir. Köyde, kasabada, şehirde câmi hocası gericiliği, öğretmen ise ilericiliği temsil eden bir konumda sunulmuştur. Türk filmlerinde on yıllarca bu tema, üstelik son derece katı ideolojik bir düzey ve düzlemde, çirkeflik boyutunda işlenmiştir. “Şeytan hoca” tiplemesine karşılık, “seküler melek” öğretmen tiplemesi!
Özetle, laik-kemalist Cumhuriyet ideolojisi, okulu câminin karşısında konumlandırmış ve ta’lim-terbiye (öğretim-eğitim) konusunda câmiyi devreden çıkararak, laik-poztivist “Bilim kilisesi”nin şubeleri olarak işlevselleştirdiği okulları, resmi ideolojinin öğretilip onun “seküler kutsallarının” ta’zim edildiği, resmi ideolojinin ihdas edilen “kutsal günlerinde” bağlılık ritüellerinin gerçekleştirildiği çok temel ideolojik kurumlar olarak devreye koymuştur.
“Harf inkılabı” ile, Kur’an harfleri “Arap alfabesi” diye nitelenip ötekileştirir ve yasaklanırken, Latin alfabesi “Türk alfabesi” diye tesmiye edilip onun yerine ikame edilecekti. Böylece, laik-pozitivist temelli “Great reset/Büyük sıfırlama” gayesine mâtuf olarak, toplum bir gecede bütünüyle okuma-yazma bilmeyen insanlar topluluğu haline getirilecek ve laik-pozitivist öğretim-eğitim temelinde yeniden formatlanacaktı. İşte “Başöğretmen” kavramsallaştırması ve sembolizmi, bu çerçevede üretilmişti.
Tek parti dönemi ve 28 Şubat süreci gibi bu döneme dönüş arayışlarının söz konusu olduğu uygulamaların yanı sıra, 1950’de Demokrat Parti (DP) ile başlayan süreçte, jakoben laiklik yerine, ılımlı, Anglo-Sakson laikliğe geçiş dönemlerinde, okul ve câmi, birbirinin rakibi ve dahası düşmanı olmaktan çıkarılmaya çalışılmış, câmiler, resmi vesayet altında, namazların kılınıp belli çerçevede “dinî öğretim-eğitimin” yapılabildiği kurumlar olarak konumlandırılırken, okullar laik-kemalist resmi ideoloji ve onun laik-pozitivist-kapitalist temel nitelikleri çerçevesinde ta’lim-terbiye (öğretim-eğitim) faaliyetlerinin gerçekleştirildiği, resmi ideoloji ve onun “Başöğretmen” figürüne bağlılık, ta’zim ritüellerinin egemen olduğu kurumlar olmayı sürdürmüştür.
Bu işleyişte okul belirleyici, hâkim bir konumdayken, câmi ise belirlenen, kendisine sınır çizilen mahkûm bir konumdadır. Kendisine resmi ideoloji tarafından çizilen sınıra riayet ettiği müddetçe de, kurumlardan bir kurum, renklerden bir renk olarak görülüp varlıkları korunmakta, 657’ye tâbi devasa bir kadroyla “belirlenen çerçevedeki” işlevleriyle ayakta ve aktif tutulmaktadır.
Âlemlerin Rabbi’nin insanlığa yol göstermesi demek olan din-i mübin-i İslam söz konusu olduğunda ise, câmi (mescid) ile okulun birbirine karşı konumlandırılması bir yana, bu şekilde birbirinden ayrı, birbirinden kopuk iki ayrı kurumdan söz etmek bile söz konusu değildir. İslam, tevhid esaslı/eksenli bir din olarak, Allah’ın dininin insanlığa yol göstermesini temsil eden mescidi/câmiyi fert ve toplum hayatının merkezine konumlandırmıştır.
Bu sebepledir ki, İslam şehirleri hep mescid/câmi merkezli inşa edilmiştir. Rasulullah’ın Medinesi bu inşanın ilk ve örnek timsalidir. İnsanların yegâne hak rabbi ve ilahı Yüce Allah olduğu, kullarına yol gösterme ve dolayısıyla ta’lim-terbiye (öğretim-eğitim) ancak O’na has kılınması gereken hususlar olduğu içindir ki, mescidler/câmiler öğretim-eğitimin de merkezleridir.
Mescid-i Nebevi bünyesindeki “Suffa Okulu”ndan başlamak üzere (Ki bu başlangıcı Mekke’de hem mescid, hem de öğretim-eğitim kurumu işlevi gören Dar’ul Erkam’a kadar götürmek de pekâla mümkündür) İslam toplumlarında medreseler/okullar hep mescidler/câmiler bünyesinde yer almış, cami-okul bütünlüğü esas olmuştur.
İşte bu bütünlükte biz mü’minler için, külli planda yegâne “Başöğretmen” Yüce Rabbimiz, beşeri planda ise, O’nun insanlığa son yol göstericiliğini ifade eden Kur’an risaletinin ilk öğrencisi olan Rasulullah (a.s.)’dır. Bu konu bizim için bir akide (iman akdi) meselesidir.
[1] “Yüce Rabbinin adını tesbih et. Ki O, yarattı ve düzgün bir şekle soktu. Takdir etti ve ona göre yol gösterdi.” (A’lâ, 87/1-3); “(Firavun) dedi ki: Sizin Rabbiniz kimdir, ey Musa? Dedi ki: Bizim Rabbimiz, her şeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir.” (Tâ-Hâ, 20/49-50)
[2] “Yoksa sizi boşuna yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü’minun, 23/115)
[3] “Hani Rabbin, Meleklere: 'Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife var edeceğim' demişti…” (Bakara, 2/30)
[4] “Dinde zorlama yoktur. Doğruluk eğrilikten tamamen ayrılmıştır. Kim, tağutu inkar edip Allah'a iman ederse, en sağlam kulpa yapışmış olur. Onun kopması söz konusu değildir. Allah her şeyi işiten, her şeyi bilendir.” (Bakara, 2/256)
[5] “Allah, iman edenlerin velisi (dostu, yol göstericisi ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nûra çıkar. İnkâr edenlerin velileri ise tağuttur. Onları nûrdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.” (Bakara, 2/257)
(Not: Bu makale, İktibas Dergisi'nin Temmuz 2021 sayısında yayınlanmıştır.)
YORUMLAR
Ş. Hüseyinoğlu 14-07-2021 10:59
Evet abi, maalesef ne hasletleri kaybetmedik ki. Bir yazar (İhsan Süreyya Sırma) eskiden konferansa davet edildiğimizde Müslümanalr evlerinde konuk ederlerdi, şimdi ise otellerde konuk ediyorlar diye yakınuıyordu yakın zamanda verdiği bir röportajda. Kardeşliğimiz, abi-kardeş oluşumuz baki olsun inşallah. Ve aleykum selam ve rahmetullah kıymetli abim.
Ferhat Karasari 13-07-2021 01:54
Sevgi deger kardesim.. Abi emmi dayi güzel seyler hata tanidigim bir hocamiz Baba denilmesine karsiydi ve cocuklarinin kendisne "Efendi baba" diye seslendiklrine sahidim..Evet bu hasletlerimizi kaybettik kaybettirdiler ne yasda olursak olalim.. "KARDESIZ YA " yetmezmi Elhamdülillah.. Yinede dogum tarihim 15..7..1962 dir selam ve dua ederim sihhatte kaliniz insaAllah güzel kardesim
Ş. Hüseyinoğlu 12-07-2021 10:34
Ve aleykum selam ve rahmetullah abi. (Henüz tanışma imkanı bulamasak da, yaşınızın benden büyük olduğu zannıyla abi diye hitap ediyorum.) Merhaba. İlgi ve katkınız için teşekkür ederim. Allah razı olsun.
Ferhat Karasari 10-07-2021 23:38
Esselamu aleykum degerli kardesim merhaba.. kalemine gönlüne saglik ve sihhat olsun Rabbimizin RAB olusunu terbiye ediciligini anlatmissiniz cok güzel bir anlatim olmus.. Toplumumuzun hafiza kaybi kafa isgali yasamasi haliyle bizleri üzmüyor degil.. bu isgalden nasil kurtuluruz bilemiyoru.. Rab ismi Kranda ALLAH (2697)Rab ismi sifati ise ikinci sirada yer alir 962 kez.. Rab ismi elimizdeki esma listesinde yer almaz ne hikmettse.. Rabbimizi hakkiyla takdir edemedik belkide rannimizi bu yüzden taniyamadik ve kafalarimizdaki gurp fetsizmine göre yorumladik.. ms "Milliyetci ALLAH" nasil bir Allahdir? degilmi. Allahi hakkiylatanimak Rabbimizin vahyini ve vahyinde kullandigi ismi seriflerini tanimaktan gectigini anlatmadilar bize.. bize denilen hepte bu olmadimi.."siz kurani anlamazsiniz" yahudlrde tevrata ayni muameleyi yapiyorlardi..degilmi Rabbim kendisini nasil tenitiyorsa öyle tanidigimiz zaman Allahin bak dedigi yerden bakacagiz insaAllah.. Durup düsünüpte "Bu konuda Allahu teala ne buyuruyor? diye somayimizda hatalarimizdan bir digeri ..Rabbim kendisi hakkiyla taniyan kullarindan eylesi.. Allaha ve Rsulume tabi muhatap olanlarada bin selam olsun..selam ve dua ile degerli kardesim..
Diğer Yazıları
- 23-04-2024 ÂHİR ZAMANDA ERDEMLİ OLMAK VE ERDEMLİ KALMAK
- 08-02-2024 5816’YA KARŞI HAK VE HUKUK SAVUNMASI
- 19-01-2024 MÜSLÜMANLAR OLARAK BİR “BAYBURT DÂVÂMIZ” OLMALI
- 06-01-2024 KİTAB’IN ORTASINDAN KONUŞANLARA KULAK VERMEK
- 13-12-2023 ZULME VE ZALİME TUFAN GEREK!
- 26-10-2023 TERÖR NE? TERÖRİST KİM?
- 12-09-2023 SELAMUN ALEYKUM ARAPÇA, GÜNAYDIN TÜRKÇE Mİ?
- 27-08-2023 MEDYANIN GÜCÜ MÜ, GÜCÜN MEDYASI MI?
- 10-08-2023 KADİM BİR PUT OLARAK “GAVS” İNANCI
- 25-07-2023 DEĞİŞİM, ZORUNLU BİR İSTİKAMET MİDİR?
- 26-06-2023 DİYANET NİÇİN KURULDU, MEVCUT DURUMDA İŞLEVİ NEDİR?
- 10-06-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -III-
- 13-05-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI -II-
- 13-04-2023 İYİ YAZMAK
- 23-03-2023 ZOR BİR SINAV ALANI: İKTİDAR AHLAKI
- 07-03-2023 İZLENİMLER... DEPREM DEĞİL KIYAMET
- 10-01-2023 TESETTÜRÜN EVRENSELLİĞİNDEN, ÇIPLAKLIĞIN EVRENSELLİĞİNE
- 08-12-2022 "TEVHİDİ" TARİKATLAR
- 11-11-2022 SEYYİD KUTUB BAĞLAMINDA DURUM TESBİTİ
- 15-10-2022 MODERN İNSAN, BİZ MÜSLÜMANLAR VE “HAYVAN HAKLARI”
- 09-09-2022 "BÜYÜK İKRAMİYE" HEP DÜZENE!
- 17-08-2022 KOMPLO TEORİLERİ VE SAVRULMALAR ARASINDA 15 TEMMUZ MUHASEBESİ
- 22-07-2022 KERVAN MI, ORDU MU?
- 20-06-2022 POLİTİK VE EKONOMİK BİR ENSTRÜMAN OLARAK “HOLOKOST” KAVRAMI
- 17-05-2022 TRİBÜNLERE OYNAMAK!
- 11-04-2022 MÂBED DİLİ, SİYASAL DİL, DÂVET DİLİ
- 15-03-2022 FARKLI BOYUTLARI VE MERHALELERİYLE “HİCRET” KAVRAMI
- 10-02-2022 YAŞANAN İSTİKAMET KRİZİ SÜRECİ VE “MERHALE FIKHI” SÖYLEMİ ÜZERİNE
- 12-01-2022 MUTAFFİFÎN DÜZENİ OLARAK KAPİTALİZM
- 18-12-2021 İBRAHİM (A.S.)’IN, MUSA (A.S.)’IN, MUHAMMED (A.S.)’IN RABBİNE İMAN ETMEK
- 08-12-2021 DİYARBAKIR İZLENİMLERİ
- 16-11-2021 KADİM VE GÜNCEL BOYUTLARIYLA “CÂHİLİYE”
- 06-11-2021 HATIRALARLA, AHMED KALKAN HOCAYA TANIKLIĞIM
- 11-10-2021 ALLAH’A İMAN ETMEK NE DEMEKTİR?
- 25-09-2021 POST-MODERN BİR İĞVA BİÇİMİ OLARAK “KUR’AN’IN GÖRECELİLİĞİ” İDDİASI
- 15-09-2021 RABBİMİZİ, KUR’AN’DAKİ İSİM VE SIFATLARIYLA TANIMAK, BİZİ KULA KULLUĞUN HER TÜRÜNDEN KORUR
- 06-09-2021 AFGANİSTAN’DA BATI VE DOĞU EMPERYALİZMİ ARASINDA İSTİKRAR ARAYIŞI VE TALİBAN'IN DÖNÜŞÜ
- 22-08-2021 ULÛHİYYET, RUBÛBİYYET VE İSİM-SIFAT TEVHİDİ TASNİFİ NE ANLAMA GELİYOR?
- 20-07-2021 TEVHİDİN İKAMESİNDE TEBERRİ VE HAMD KAVRAMLARININ ÖNEMİ
- 07-07-2021 BAŞÖĞRETMEN
- 11-06-2021 TEVHİD ESMÂSI VE ŞİRK ESMÂSI
- 11-05-2021 AKİDEMİZİ GELENEKSEL, MODERN VE POST-MODERN HURAFELERDEN ESMÂ İLE SELİM KILMAK
- 14-04-2021 TEMEL İMAN İLKELERİNİ, KUR’AN’DAKİ ESMÂ İLE KAVRAMAK -I-
- 11-03-2021 KAPİTALİST-MODERNİST TUĞYANA TEOLOJİK HİZMETTE SON ZIRVA: "BAŞÖRTÜSÜZ TESETTÜR"
- 02-02-2021 ÜMNİYYE/EMANİYYE KAVRAMI
- 09-01-2021 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ -II-
- 11-12-2020 KAPİTALİZME TEOLOJİK HİZMETE MÛTİ, “PROTESTAN PAPAZLIĞI” HEVESLİLERİ
- 14-11-2020 DİRİLERE MENKIBE, ÖLÜLERE KISSA!
- 11-10-2020 LAİK DÜZENDE HUTBE VE KILIÇ!
- 16-09-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -V-
- 08-09-2020 İKTİDARIN EMPERYALİZM KARŞITLIĞI (!) GÖZ DOLDURUYOR
- 15-08-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -IV-
- 26-07-2020 HACCIMIZ, KURBANIMIZ, NAMAZIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 10-07-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -III-
- 09-06-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -II-
- 14-05-2020 SİYER Mİ KUR'AN'A TÂBİDİR, KUR'AN MI SİYER'E? -I-
- 01-05-2020 DİYANET BAŞKANI'NIN ÇIKIŞI, TEPKİLER VE HİÇ EKSİK OLMAYAN MASALLAR
- 17-03-2020 İP
- 10-02-2020 LAİK DÜZENİN TOKİ’Sİ, LAİK DÜZENİN BANKASI, LAİK DÜZENİN DİYANET’İ
- 08-01-2020 SANDALYELER KALDIRILINCA CÂMİLER ASLINA DÖNMÜŞ OLDU MU?
- 11-12-2019 AFRİN İZLENİMLERİ
- 19-11-2019 CÂHİL DOSTLARI VE AZGIN DÜŞMANLARI KISKACINDA PANODAKİ AYET
- 03-11-2019 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 10-10-2019 MODERNLEŞME POLİTİKALARININ NESNESİ VE DOLAYISIYLA MAĞDURU OLARAK KADIN
- 12-09-2019 “ATALAR DİNİ”NE HAYIR, “ATA DİNİ”NE EVET Mİ?
- 08-08-2019 KURBAN İÇİN, BIÇAĞINDAN ÖNCE BİLİNCİNİ BİLE!
- 10-07-2019 TARAF OLAN BERTARAF OLUR!
- 03-07-2019 İLİM HAKLA BÂTILI AYIRMAK, ÂLİM YAŞADIĞI ÇAĞDA HAKLA BÂTILI AYIRANDIR
- 23-06-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-06-2019 ASIRLARDIR “SEMBOLİK KRAL” MUAMELESİ YAPILAN KUR’AN’I, YENİDEN KAYNAK EDİNMELİYİZ
- 11-05-2019 TÜM MESELE, “TEMEL KAYNAĞIN” NE OLDUĞU
- 10-04-2019 SELEFİYYE, HURAFELERE KARŞI SAHİH İSLAM SÖYLEMİNDE NE KADAR TUTARLI?
- 24-03-2019 SON BİRKAÇ AYIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 08-02-2019 YAŞAR NURİLEŞME TEMAYÜLÜ
- 01-01-2019 BÜYÜ, NAZAR, RUKYE VE CİNLERLE ETKİLEŞİM KONULARINA GİRİŞ
- 10-12-2018 SON AYLARIN GÜNCELİNE VE SÂBİTELERİMİZE DAİR KISA KISA
- 10-11-2018 KEMALİSTLERİN ANDI, BİZİMSE AKİDEMİZ VAR!
- 09-10-2018 AVM VE STADYUM ARASI “MESCİD”, CAHİLİYE ARASI “İSLAM”
- 09-09-2018 İSLAM COĞRAFYASINDAKİ İKTİDARLARIN ALLAH’I OLSAYDI, ONLARIN DOLARI OLMAZDI
- 28-08-2018 RASULULLAH (A.S.) YERLİ VE MİLLİ MİYDİ?
- 08-08-2018 KUTSAL DEVLET OLUR MU?
- 07-07-2018 MUHAFAZAKÂR CENAHTA YÜKSELEN TREND: LAİKLİKTEN LAİKLİK BEĞENMEK
- 19-06-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 07-06-2018 DÜNYEVİLEŞME SADECE “TEK DÜNYALILAR”IN SORUNU MU?
- 22-05-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 11-05-2018 İSLAM DÂVÂSININ/DÂVETİNİN İLK AŞAMASI: HAKLA BÂTILIN AYRIŞTIRILMASI
- 27-04-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR
- 09-04-2018 MÜ'MİN İLE MÜRİD FARKI
- 30-03-2018 ÇİFTLİK BANK OLAYI, KUR'AN'I KABİRLERDE OKUYUN FERMANI VS
- 13-03-2018 MEYDANI DİN HAKKINDA AHKÂM KESENLERE BIRAKMIYORUZ!
- 06-03-2018 “YENİ TÜRKİYE”DE “ESKİ TÜRKİYE”LEŞME TEMAYÜLLERİ
- 12-02-2018 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR TESBİTLERİM
- 27-01-2018 CAHİLİYEYE İSLAM AŞISI BİD’ATI
- 04-01-2018 HAYAT: İKİ “İKRA” EMRİ ARASI
- 22-12-2017 EMANİYYEDEN/KURUNTULARDAN İLME, ÜMMİLİKTEN KİTABİLİĞE
- 16-12-2017 KUDÜS GÜNDEMİNE DAİR
- 27-11-2017 KERKÜK'ÜN DİLİ OLSA
- 15-11-2017 SON KURTARICILAR KEMALİZMLE BÜTÜNLEŞİRKEN…
- 05-11-2017 KADINLARIN, KOCALARININ İSTİKAMETSİZLİĞİ İLE İMTİHANI
- 17-10-2017 DİNDARLAŞMA TRENDİNDEN, DİN(İ)DARLAŞMA TRENDİNE
- 08-10-2017 SUS PAYLARINA RÂZI OLMAK VEYA OLMAMAK
- 19-09-2017 İSLAM YOLUNUN, KRALLARI DEĞİL KURALLARI VARDIR
- 31-08-2017 KURBAN ETİ "DİN"LENDİRİLMELİ
- 13-07-2017 KUR’AN’DA “DAMAL SİLUET ŞENLİKLERİ”
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (HAZİRAN)
- 02-07-2017 SÂBİTELERE VE GÜNCELE DAİR (MAYIS)
- 30-05-2017 TARİHTEN İKİ ÖRNEK OLAY IŞIĞINDA GÜNCEL ŞAHİTLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜMÜZ
- 21-05-2017 KADINLARA AÇIK MEKTUP
- 26-04-2017 GÜNCELE VE SÂBİTELERE DAİR KISA KISA
- 13-04-2017 GÜNCELE DAİR KISA KISA
- 13-03-2017 “KUTSAL DEVLET” ANLAYIŞI ZULÜM ÜRETİYOR
- 08-03-2017 LÂ DEMEK VE FAKAT İLLALLAH DİYEMEMEK!
- 30-01-2017 KUR’AN’I NİHAİ BAŞVURU, HÜKÜM VE ÇÖZÜM MERCİİ OLMAKTAN ÇIKARMAK
- 22-12-2016 HALEP, ŞEHİD ŞEHİRLER KERVANINA KATILIRKEN…
- 10-11-2016 ERDOĞAN’IN “MÜSLÜMAN SİYASETİ" SÖZÜNE DAİR
- 03-10-2016 STK'DAN CEMAATE, KİLİSE FORMUNDAN MESCİDE
- 24-09-2016 SÖZ KONUSU OLAN İSLAM İSE, HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR
- 17-09-2016 KURBAN VE HACC, BİR SON MUYDU, BAŞLANGIÇ MI?
- 20-07-2016 YALNIZ DARBEYE DEĞİL, DEMOKRASİYE DE TEKBİRLE DİRENMELİ
- 07-07-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –II-
- 22-06-2016 İSLAMİ ŞAHSİYETİN, ETKİSİZLEŞTİRİLEN YAPITAŞLARI –I-
- 29-05-2016 PARÇALANAN BEDENLERİMİZ VE PARÇALANAN AKİDEMİZ
- 26-04-2016 YENİ TÜRKİYE ve LAİKLİK
- 07-03-2016 MUHAFAZAKÂR KESİMDE PERİNÇEKLEŞME SENDROMU
- 24-02-2016 SELEFİLİĞİN, KUR’ANİ AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -I-
- 05-02-2016 ŞAPKAYI NASIL GİYDİRDİLER?
- 31-12-2015 ALLAH’A KARŞI TAŞKINLIK, HALKA KARŞI TAŞKINLIK
- 04-12-2015 SEKÜLERLEŞEN DİL
- 15-11-2015 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 27-10-2015 “NAZAR” VAR MI?
- 19-09-2015 NAMAZIMIZ, HACCIMIZ, KURBANIMIZ BİR SON DEĞİL BAŞLANGIÇTIR
- 28-07-2015 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 22-06-2015 ALLAH’TAN BAŞKALARIYLA KORKUTULMAK
- 21-05-2015 “DİNDAR” KELİMESİ HANGİ BOŞLUĞU DOLDURUYOR?
- 31-03-2015 İNSANIN HAKKI, ALLAH’IN HAKKI
- 18-02-2015 “LAİKLİĞE VEDA” MI?
- 13-01-2015 MÜSLÜMAN DUYGUYLA DEĞİL, ÖLÇÜYLE HAREKET EDER
- 17-12-2014 DEVLETİN PARALELİ, DİKEYİ
- 18-10-2014 İSLAM'A TESLİM OLMAK MI, İSLAM'I TESLİM ALMAK MI?
- 03-10-2014 ALAN HÂKİMİYETİ VERSUS BÖLGESEL VE KÜRESEL HÂKİMİYET
- 16-09-2014 "ESKİ TÜRKİYE" - "YENİ TÜRKİYE" FARKI
- 27-08-2014 GAZZE HALKI İZZETİ ÖĞRETİYOR
- 03-08-2014 RİVAYET KÜLTÜRÜYLE HESAPLAŞILMADAN, IŞİD’E KARŞI ÇIKMAK MÜMKÜN MÜ?
- 19-07-2014 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 23-05-2014 TEKASÛR SORUNU ve SOMA FACİASI
- 30-04-2014 HİRA SONRASINA AİT BİR DURUŞA SAHİP OLMALIYIZ
- 01-04-2014 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -IV-
- 05-03-2014 MÜSLÜMANLARIN KURUMSALLAŞMAKLA İMTİHANI
- 27-02-2014 PAKİSTANLI ÇOCUKLARA 10. YIL MARŞI OKUTAN "HİZMET"
- 11-02-2014 FİRAVUN'UN SARAYINDA İMANINI GİZLEYEN MÜ'MİN KISSASI BİZE NE DİYOR?
- 11-01-2014 BU NEYİN KAVGASI?
- 12-12-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -III-
- 28-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -II-
- 17-11-2013 KUR'AN KISSALARI IŞIĞINDA MÜCÂDELE FIKHI -I-
- 12-11-2013 İKİ ÖLÇÜSÜZLÜK: İŞGALCİYE GÜL, HALKINA BOMBA
- 11-10-2013 CAMİ AVLUSUNDAKİ LAİK REJİM
- 06-10-2013 CAMİ–CEMEVİ VE CAMİ-AVM
- 27-09-2013 DEĞİŞEN MEDYA DÜZENİ, DEĞİŞMEYEN MEDYA ALIŞKANLIKLARI
- 17-09-2013 BİR KÖYDE İKİ MUHTAR OLMAZ
- 25-08-2013 MURSİ'YE YAKIŞAN, MISIR'IN SARAYI MI ZİNDANI MI?
- 11-08-2013 ERGENEKON VE İKİ MAĞARANIN TANIKLIĞI
- 19-07-2013 BATI PUTUNU, MÜSLÜMANLAR İLKELERİNİ YİYOR
- 08-07-2013 DEMOKRASİNİN SINIRLARI
- 04-07-2013 KAVRAM TÜKETİCİLİĞİ
- 22-06-2013 MÜSLÜMANIN İSTİKAMETİNİ KONJONKTÜR DEĞİL İLKELER BELİRLER
- 16-06-2013 PEYGAMBERLERE İMAN, ALLAH'IN HAYATA MÜDAHİL OLUŞUNA İMANDIR
- 08-06-2013 MAHKÛM DEĞİL, HÂKİM OLAN ALLAH'A İMAN ETMEK
- 31-05-2013 YEREL ERGENEKON MU, KÜRESEL ERGENEKON MU?
- 20-05-2013 MAVİ MARMARA ÜZERİNDEN SİYONİST REJİMİ MEŞRULAŞTIRMAK
- 28-04-2013 BİR MUHASEBE DENEMESİ VE İSTİKAMET HATIRLATMASI
- 22-04-2013 KUR'AN KISSALARINDA TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN İLKELERİ
- 12-04-2013 "ANKARA'DA KIRK BEŞ YIL" KİTABI ÜZERİNE
- 06-04-2013 "SOSYAL MEDYA" VEYA ÇAĞIN LOTUS ÇİÇEKLERİ
- 22-03-2013 “ÖZGÜR SURİYE” Mİ, “İSLAMİ SURİYE” Mİ?
- 17-03-2013 BÖYLE BİR CİHAD ANLAYIŞI OLUR MU?
- 28-02-2013 AKP'NİN YAPTIĞI "KİMLİK SİYASETİ" DEĞİL Mİ?
- 12-02-2013 MÜNKERLE BARIŞIK MÜSLÜMANLIK!
- 20-01-2013 "İSLAMİ KAPİTALİZM" SAPTIRMASI
- 10-01-2013 GANNUŞİ’DEN DEMOKRASİ VAAZI DİNLEMEK
- 28-12-2012 TASAVVUF NEDİR, NE DEĞİLDİR?
- 12-12-2012 SİYASETİ AKİDEDEN BAĞIMSIZLAŞTIRMAK
- 06-12-2012 NEO-MÜRCÎLİK VE NEO-HARİCİLİK ARASINDA
- 30-11-2012 BİZİM "SANDY KASIRGAMIZ"
- 15-11-2012 HAKLA BÂTIL BİRBİRİNE KARILIRKEN MÜSLÜMANLAR NE YAPIYOR?
- 09-11-2012 PEYGAMBER KISSALARINDA İSLAMİ MÜCÂDELENİN İLKELERİ
- 01-11-2012 YARIM KALAN DUA
- 20-10-2012 BU NEYİN REKABETİ?
- 15-10-2012 KUR'AN KARŞISINDA BİR POSTMODERN GÜRÜLTÜ: GÖRECELİLİK İDDİASI
- 08-10-2012 KOMPLOCULUK?
- 01-10-2012 ALLAH'IN DİNİ PAYANDALAŞTIRILIRKEN SESİZ KALMAK
- 16-09-2012 TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI
- 09-09-2012 "ŞAM'IN FAZİLETLERİ" RİVAYETLERİ ÜZERİNE
- 02-09-2012 K. ALPAY VE A. DURSUNOĞLU: GERÇEĞİN İKİ YARISI
- 25-07-2012 SURİYE DİRENİŞİNE BAKIŞIMIZ
- 12-07-2012 RAMAZAN AYI VE BİR FARKINDALIĞI ŞAHİTLİĞE DÖNÜŞTÜRME ZORUNLULUĞUMUZ
- 12-06-2012 "HARAMEYN DÅVAMIZ" DA OLMALI
- 08-06-2012 HARAMEYN VE ACI GERÇEKLER
- 28-05-2012 "ANAYASA" İÇİN SÖYLEYECEK SÖZÜNÜZ BU MU?
- 23-05-2012 UMRE YOLCULUĞUNUN ÖĞRETTİKLERİ
- 07-05-2012 MÜLK KAVRAMINI DOĞRU ANLAMAK
- 21-04-2012 KULLANAN - KULLANILAN!
- 01-04-2012 FE EYNE TEZHEBÛN!
- 23-03-2012 TARİH NİÇİN TEKERRÜRDEN İBARETTİR?
- 18-02-2012 İDDİALARIMIZ VARDI BİZİM
- 02-02-2012 SURİYE DİRENİŞİ VE ÂDİL ŞAHİTLİK SORUMLULUĞU
- 14-01-2012 DERGİ DEĞİL MEKTEB: İKTİBAS
- 30-12-2011 "KORSAN" VE "KAÇAKÇI" NİTELEMELERİ ÜZERİNE
- 23-12-2011 MÜSLÜMANLARIN KURUMLAŞMAKLA İMTİHANI
- 13-12-2011 KÜRESEL NEVZAT TANDOĞAN: NATO
- 03-12-2011 FETVA
- 18-11-2011 "ÇÖZÜM İSLAM'DA" HAKİKATİNE BURUN KIVIRMAK
- 23-10-2011 "İDEOLOJİSİZ ANAYASA" TALEBİ VE MÜSLÜMANLAR
- 12-10-2011 NİÇİN CİDDE VE KAHİRE?
- 21-09-2011 SUS PAYLARI VE MÜSLÜMANLAR
- 16-09-2011 BİLGİ FETİŞİZMİ
- 19-08-2011 AÇLIK SORUNU, İNSANİ YARDIM VE İSLAMİ MÜCADELE
- 16-08-2011 YÜZDE 81 DİNDAR, YÜZDE KAÇ MÜSLÜMAN?
- 25-07-2011 UNUTULMAYA YÜZ TUTAN DİL: TEVHİDCE
- 20-07-2011 DİCLE, KURTLAR, KUZULAR VE MÜSLÜMANLAR
- 07-07-2011 NAMAZDA KUR'AN OKUDUĞUMUZUN FARKINDA OLMAK
- 30-06-2011 HUDEYBİYE İSTİSMARINDA SON NOKTA
- 22-06-2011 İSLAM COĞRAFYASI, TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR VE ÜÇ TUTUM
- 13-06-2011 RAHAT KAÇIRAN ÂYETLER!
- 02-06-2011 SİSTEM İÇİ DEĞİŞİM MÜSLÜMANLARIN LEHİNE Mİ İŞLİYOR?
- 27-05-2011 İTİDAL KAVRAMI DOĞRU ANLAŞILIYOR MU?
- 10-05-2011 "MEÂL - TEFSİR" FORMU DOĞRU MU?
- 01-05-2011 "TÖRENLER CUMHURİYETİ" VE ÇOK KUTSALLILIK
- 15-04-2011 İSLAM TOPRAKLARI NİÇİN KOLAY BOMBALANIYOR?
- 10-04-2011 BDP ÇOK GEÇ UYANDI!
- 25-03-2011 SENİN QULHUN SANA, BENİM QULHUM BANA!
- 05-03-2011 BÖLGEDEKİ GELİŞMELER: "İSLAM'SIZ LÂ" NE GETİRİR?
- 28-02-2011 ÖLÜM, İLKELER, PRAGMATİZM
- 18-02-2011 ŞEHADET: ALLAH İÇİN OLMAK
- 12-02-2011 TUNUS VE MISIR DENKLEMİ
- 31-01-2011 “Tarihin sonu"ndan devrimler çağına
- 21-01-2011 BİN ALİ, NE ÖZENTİSİYDİ?
- 07-01-2011 SEYYİD KUTUB VE BİZ: GERİ DEĞİL İLERİ
- 11-12-2010 “SEYYİD KUTUB’U AŞMAK” SÖYLEMİ
- 27-11-2010 KAPİTALİST KUŞATMAYA KARŞI ÇARESİZ MİYİZ?
- 10-11-2010 BİR AĞAÇ GİBİ TEK BAŞINA, BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇE
- 26-10-2010 MÜ'MİNLER BİRBİRLERİNİN VELîSİ Mİ?
- 23-10-2010 DANİEL BEBEK
- 12-10-2010 İSLAMİ SİYASET, MUHAFAZAKÂR SİYASETTEN AYRIŞMAKLA BAŞLAR
- 24-09-2010 KUR'AN MI TEMEL BELİRLEYİCİDİR, HADİSLER Mİ?
- 13-09-2010 AHALİYİ KİMLİKSİZLEŞTİRME PARTİSİ
- 07-09-2010 SON OLARAK...
- 28-08-2010 TERAZİNİN AYARLARIYLA OYNAMAK
- 23-08-2010 PRAGMATİZM ÇIKMAZI
- 13-08-2010 ERCÜMEND ÖZKAN FARKI
- 06-08-2010 HANGİ KÜRT MESELESİ?
- 16-07-2010 DUAYI BİREYSELLEŞTİRMEK
- 07-07-2010 RASULULLAH NİÇİN HABEŞİSTAN’A HİCRET ETMEDİ?
- 21-06-2010 ZAYIFLATILAN İSLAM DEVLETİ PERSPEKTİFİ
- 11-06-2010 ŞEHİDİN ARKADAŞI OLMAK
- 03-06-2010 KAHROLUYORUM
- 21-05-2010 MÜ'MİN ZİHNİN TEMEL KODLARI
- 15-05-2010 İLİŞTİRİLMİŞ DUYARLILIKLAR VE AFGANİSTAN
- 27-04-2010 TEVHİDDEN BAĞIMSIZ ADALET SÖYLEMİ
- 21-04-2010 MÜSLÜMANLAR VE "SİSTEMİN YENİDEN İNŞASI"
- 19-04-2010 TERÖRİZMİ KINAMAK
- 12-04-2010 TEKNOLOJİ: NE MAHRUMİYET, NE MAHKÛMİYET
- 10-04-2010 PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALMAMALI
- 30-03-2010 KENDİ YERİMİZDE VE KENDİMİZ OLARAK...
- 26-03-2010 BUGÜNE KADAR HELAL MİYDİ?
- 12-03-2010 SOMALİ'DE "KORSANLAR VE İMPARATORLAR"
- 02-03-2010 MİNBERLER VE MİHRABLAR
- 19-02-2010 NATO'YA KİM "ONE MİNUTE" DİYECEK?
- 14-02-2010 SORGULANMAYAN VESAYET
- 06-02-2010 BAŞÖRTÜSÜ: ÇÖZÜM YAHUT ÇÖZÜLME
- 25-01-2010 DAVETTE YUVARLAK MASA MODELİ
- 19-01-2010 İSLAM RESTLEŞMEDİR!
- 09-01-2010 ÜÇ TARZ-I SİYASET
- 28-12-2009 BİZİM DE MUNTAZERİLERİMİZ OLMALI
- 17-12-2009 YOL AYRIMINDA İKİ PROJE
- 10-12-2009 O ZATEN KEFENİNİ GİYMİŞTİ
- 02-12-2009 İSLAM, KAPİTALİZMİN VİCDANI KILINAMAZ
- 26-11-2009 KURBAN
- 14-11-2009 GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ DİNDARLIK
- 08-11-2009 KİRLİ ÇORAP - KİRLİ MAHYA İKİLEMİNDE DİYANET
- 31-10-2009 ZİKR: RİTÜELLEŞTİRİLEN HAYAT ÖLÇÜSÜ
- 22-10-2009 İSTİKRAR
- 10-10-2009 ÇÖP İŞÇİSİNİN ÖLÜMÜ
- 24-09-2009 'DİNDARLIK ANKETLERİ'NDE SORULMAYAN SORU
- 06-09-2009 HANGİ EHL-İ SÜNNET?
- 26-08-2009 NAMAZ KILMAYANLAR NİÇİN ORUÇ TUTAR?
- 10-08-2009 RAMAZAN NİÇİN ZAM AYI OLDU?
- 15-07-2009 SEN DE Mİ ADEM!
- 01-07-2009 İSLAM İHTİLALCİ DEĞİL İNKILABCIDIR
- 16-06-2009 İRAN'DA "CUMHURİYET MİTİNGLERİ"
- 30-05-2009 DİNİ PAYANDALAŞTIRMAK
- 16-05-2009 OBAMA'DAN "CAN ALICI" MESAJLAR
- 04-05-2009 NÖBET YERLERİMİZİ NE ÇABUK TERK ETTİK
- 19-04-2009 "KUTLU DOĞUM" NE ZAMAN?
- 03-04-2009 "BEN YAPTIM OLDU" UMURSAMAZLIĞI
- 26-03-2009 BULDUĞUMUZ DEĞİL UMDUĞUMUZ
- 19-03-2009 PUTİN RUSYASI ve İSLAM
- 11-03-2009 BEN “SEÇİM”İMİ O GÜN YAPMIŞTIM
- 28-02-2009 AK PARTİ 28 ŞUBAT’IN MUSA’SI MI, ÂSÂSI MI?
- 19-02-2009 BAŞÖRTÜSÜNÜ SAVUNMAYA VAR MISINIZ?
- 13-02-2009 GAZZE'NİN KİMLİK İHRACI VE ÇOCUKLAR
- 30-01-2009 BİR AYAKKABI DA ERDOĞAN’DAN
- 18-01-2009 KAZANAN GAZZE HALKI OLDU
- 05-01-2009 İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİ ŞEHİD GAZZE
- 11-12-2008 ARABESKİN EN TEHLİKELİSİ
- 28-11-2008 KURBAN ORTAKLIĞI
- 20-11-2008 BÜYÜCÜLER VE KEMALİSTLER
- 08-11-2008 OBAMA KİMİ KURTARACAK?
- 08-10-2008 KÜRT SORUNU: ÇÖZÜMSÜZLÜK MÜ, ÇÖZÜM MÜ?
- 18-09-2008 RAMAZAN, KUR’AN VE KADINLAR
- 07-09-2008 ANNE-BABAYA "ÖF" DEMEYEN BİR TOPLUM!
- 27-08-2008 RAMAZAN DENİNCE
- 19-08-2008 AKVARYUM MÜSLÜMANLIĞI
- 03-08-2008 PUTLARIN HAKKI DEVİRİLMEKTİR, ISLAH EDİLMEK DEĞİL!
- 17-07-2008 İSLAM’IN İLK ŞARTI CİDDİYETTİR!
- 08-07-2008 MÜSLÜMANLAR CAHİLİ SİSTEME KANAT OLMAMALI!
- 29-06-2008 ÇİZGİ FİLMLER NE KADAR MASUM?
- 20-06-2008 PROVOKATÖR İTHAMI ÜZERİNE
- 03-06-2008 DOĞRU CAMİLER AÇIK, FAKAT NEYE?
- 24-05-2008 YANGINDA İLK KURTARILACAK
- 14-05-2008 BOYKOTUN ÖNEMİNİ KAVRAYAMAYANLAR İÇİN BİR HABER
- 03-05-2008 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 19-04-2008 NE "HOŞKÖRÜ", NE ŞİDDET KÖRÜ!
- 05-04-2008 HATİM KAMPANYALARI
- 11-03-2008 KADIN-ERKEK: REKABET Mİ, VELAYET Mİ?
- 01-03-2008 “MÜCAHİD DENKTAŞ” İSLAMİ DEĞERLERE KARŞI!
- 23-02-2008 KUR’AN İLAÇ DEĞİL REÇETEDİR
- 07-02-2008 HERKES DİNİNİN SAHİCİ ADAMI OLMALI
- 26-01-2008 BU KADAR CEHALET İÇİN "AYDIN" OLMAK ŞART MI?
- 20-01-2008 BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI KEMALİZM-APOİZM İTTİFAKI MI?
- 06-01-2008 NAMAZLARIMIZI HIZDAN KORUYALIM
- 25-12-2007 HACCIMIZI GERİ İSTİYORUZ
- 04-12-2007 BU SENARYO, ALFRED HİTCHCOCK'A MI AİT?
- 19-11-2007 KUDÜS BULUŞMASI: RENKLER AYRI, DUYGU VE SLOGANLAR AYNI
- 01-11-2007 TOPLUM MÜHENDİSLERİNİN YENİ GÖZDELERİ: NEOMENKIBECİLER
- 08-10-2007 TV ESİR ALIYOR; ESİR OLACAK MIYIZ?
- 01-10-2007 "NİŞANLILIK DÖNEMİ NİKAHI": KİTABA UYMAK YERİNE KİTABINA UYDURMAK
- 11-09-2007 BELEDİYELER VE RAMAZAN: GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ!
- 01-09-2007 KAVRAMLARIMIZA SAHİP ÇIKALIM!
- 07-08-2007 “İSLAMSIZ İSLAM” SAPTIRMALARINI BOŞA ÇIKARMAK
- 27-07-2007 ULUSALCILARIN MUMU YATSIYA KADAR YANDI!
- 23-07-2007 İSLAMİ MÜCADELE BİR BÜTÜNDÜR, PARÇALANAMAZ!
- 12-07-2007 YALANDAN KİM Mİ ÖLMÜŞ?
- 02-07-2007 JAKOBENİZMİN YENİ MEVZİSİ, YENİ MASKESİ: ULUSALCILIK
- 14-06-2007 ÇEVRESEL İFSADIN SONUCU: "SEKÜLER KIYAMET" BEKLENTİSİ
- 05-06-2007 LAİSİZMİN MERCAYUN'U, İSLAM'IN BİNT CİBEYL'İ
- 25-05-2007 İSLAM SADECE ANLATILMAZ, YAŞANIR
- 12-05-2007 ÇÖZÜM; MEŞAKKATLİ FAKAT İSABETLİ OLAN NEBEVİ HAREKET METODUDUR
- 01-05-2007 HAYALCİ VE ERTELEMECİ SİYASETİN SONU: "TİYATROMUZ BURAYA KADARDI!"
- 27-04-2007 PROVOKASYONLAR, TEKTİPÇİ ULUS KİMLİK KURGUSUNDA DÜĞÜMLENİYOR
- 18-04-2007 “ILIMLI MÜSLÜMAN” KİMDİR?
- 11-04-2007 KAVMİYETÇİLİK, EMPERYALİZME KUSURSUZ HİZMETİNİ SÜRDÜRÜYOR
- 30-03-2007 İNTERNETİ MÜSLÜMANCA KULLANMAK
- 22-03-2007 ESKİDEN BAKKALLARIMIZ VARDI
- 12-03-2007 “BÜYÜK BULUŞMA"DAN BÜYÜK TAHRİBAT
- 23-02-2007 “MUHAFAZAKAR DEMOKLES”İN KILICI İLKAV’IN TEPESİNDE
- 07-02-2007 KUR'ANI TAHKİR VE TEZYİF SUÇU
- 22-01-2007 İKİ YÜZLÜ MEDYANIN “ÇILGIN TÜRKLER”İ
Makaleler
Hava Durumu